‘’Bir zamanlar, liseyi bitirip üniversiteye girmek için ölüyordum; Sonra, üniversite bitsin, işe başlayayım diye ölüyordum! Derken, evleneyim, çocuklarım olsun diye ölmeye başladım… Çocuklarım oldu, Ölürüm onlar için diye düşünmeye başladım. Büyüsünler, iyi yetişsinler diye ölümüne çalıştım; An geldi, Ölürüm arkadaş emekli olmak için dedim kendi kendime! Şimdi gerçekten ölüyorum ve birden farkına vardım ki, yaşamayı unutmuşum! ...’’
Demek istemiyorsanız, siz siz olun ulaşma ihtimalimiz olsun ya da olmasın mutlaka bir amaç edinin. Edinin ki amaçsızlık girdabında kaybolup gitmeyin.Bir hedefiniz varsa yola çıkmanız yeterli olacaktır, yolunuzun üzerinde karşılaşacağınız sürprizler sizi yolun sonuna, hedefinize ulaştıracaktır. Hayatımızın iniş ve çıkışlarında bizi umutlarımız ayakta tutar ve bazı isteklerimizin gerçekleşmesi için pozitif çekim yasasıyla istekler gelir bizi bulur, iyiliklerle yaşama dair güzellikler düşünelim, isteyelim ki güzellikler bize aksın. Bir şeyi kırk kere söylersen olur diye laf boşa çıkmamış değil mi? iyi düşünün sonu iyi olsun üstelik amacımız her ne olursa olsun, gerçekleşmeyeceğini kim iddia edebilir ki?
Bazı insanlar hayatta amaçlarını kaybederler ve amaçsızlığın içinde kaybolup giderler.
Bakın;
Bir zamanlar karıncanın biri sırtına yiyeceklerini almış, yola koyulmuş. Karıncanın uzun yola hazırlandığını gören komşu hayvanlar merak edip sormuşlar; “Hayrola karınca kardeş, yolculuk nere?” “Mekke’ye gidiyorum, hacı olacağım.” Hayvanların hepsi gülmeye başlamış;
“Ufacık hayvansın, oraya varmadan açlıktan, susuzluktan ölüp gidersin.” demişler.
“Olsun” demiş, karınca; “Varamazsam da yolunda ölürüm!” demiş.
Işık dolu günler geçirmeniz dileklerimle, sevgimle kalınız…
İlknur BAKIŞ, İzmir
|