Şehir geçirilen depremin ardından virâne, İnsanlar per perişan, bîtap düşmüş. Her yer kar, buz, hava ayaz mı ayaz. Yeni ağarmakta olan tan yerinin kızılımsı ışıkları, bembeyaz karların üzerinde süzülürken, prafabrik bir evden göğe yükselen ağlama sesi, zılgıt gibi gecenin sessizliğini deler geçer... Doktorsuz, zor şartlar altında bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir... Kim bilir belki de hep bundandır, hayatın zorluklarına karşı ayakta dimdik durma, hayata pozitif bakma çabalarımız.
Biraz da Hayat denizine, can simitsiz erken bırakılışımızdandır, yılmadan azimle yüzmeyi öğrenme çabalarımız... Başkalarının gözünde İyi ki doğmuş muyuz? İyi ki hayatlarına dokunmuş muyuz? Bilmem ama; İyi ki benim hayatıma girenler girmişler, İyi ki varlar, iyi ki acısıyla tatlısıyla bana hayattan alacağım dersleri verip, öğretmişler, iyi ki sevmişim, iyi ki canımın içi kızımı doğurmuşum. İyi ki yaradanım bana, umut dolu tükenmek bilmez enerjisiyle, tüm canlıları seven, bağışkâr, sevgi dolu bir kalp bahşetmiş...
Bazen düşünüyorum da; Ülkemiz şartlarında kadın olarak, hayata 1-0 mâlup başlasakta, hayata bir kadın gözüyle bakmakyine de güzel şey.
Meselâ; Eskisi gibi incecik değilim belki ama artık incecik zevklerim var benim. Güzel bir kitap okumak, yeni tatlar, yeni yerler keşfetmek, doğa ana da kuş sesleri eşliğinde yürüyüş yapmak, hayatımın en keyifli anlarını sunuyor artık. Gözlerimin eskisi kadar iyi gördüğü söylenemez ama tüm yaşanmışlıkları halâ arşiv gibi taşıyorum gözlerimde. Öyle yüksek sesle müzik dinlemek, bağırtılı çağırtılı kalabalık ortamlar eskisi kadar ilgimi çekmiyor, kafamda kaldırmıyor zaten. Hafif bir müziğin eşliğinde, sakin bir ortamda dostlarla yapılan sohbetlerin tadı gibisi yok. Deli gibi alışverişde yapmıyorum artık. Öyle çok güzel görünme çabam da baktım ki kalmamış. Son moda kıyafetler, kozmetikler ilgimi çekmez oldu. Bir mağaza ya da kuaförde geçirdiğim uzun zamanlar beni sıkar oldu. Fazla eşyayı, incik boncuk, ıvır zıvırı da sevmez oldum, az öz ihtiyaç kadarı hayatımızda olsun yeter, niye bize hizmet verecek eşyaya, biz hizmet edelim ki.
Ben artık, yolunda gitmeyen işlere, açılmayan kapılara eskisi kadar üzülüp direnç de göstermiyorum. Biliyorum ki beklentiler hayâl kırıklıkları getirir, beklentilerim yok belki ama halâ olmasını beklediğim pespembe hayâllerim var benim. Biliyorum ki ne kadar çok şeye sahip olursak o kadar az sahipleniriz. Ne kadar az şeye sahip olursak, o kadar çok sahipleniriz...
'Eline kıymık batsa yüreğim sızlar' diyenler, gün geldi hançeri en derinden yüreğimize sapladılar belki ama benim artık olsunlarım, Eyvallahlarım var. Çünkü artık biliyorum ki kendimi paralasam da hayatın kendine ait bir öğretme biçimi var.
Evrensel sistem olması gerekeni benden iyi biliyor ve kendi zamanını bekletiyor, ben de sabırla bekliyorum. Geçmişimde beni üzen, kıran her ne kim varsa hepsini affettim. Artık ne mutsuzken mutlu olmaya ne de her şey kötü iken yolunda olduğuna inandırmaya çalışıyorum kendimi. Her ne yaşıyorsam o karanlığın içinden geçip oradaki öğretiyi anlamaya çalışıyorum. Her ne yaşıyorsam bir benzerini hemen herkesin yaşadığını da biliyorum artık. Bu yüzden yaşadıklarımı dramatize edip çok abartmadan ve kendime acımadan kabule geçiyorum. Arada Hayatımı rölantiye alıyorum. Boş viteste araba kullanmak gibi. Ne gaza basıyorum ne de frene…
Bu zamanlarımı kendi içime dönmek ve kendimi daha iyi tanımak için kullanıyorum. Şikayeti çoktan bıraktım. Sürekli çözüme odaklanıyorum ki enerjim doğru yere kanalize olsun. Huzurum ve mutluluğum haklı olmamdan çok daha önemli artık. Kin ve intikam duygularım hiç olmamıştı gerçi ama ben yine de onları lugatımdan çıkarttım. İster kader deyin ister ilahi adalet adı önemli değil ama sistem olması gerekeni bir şekilde yerine getiriyor nasıl olsa. Listemin en tepesinde önce sağlık var, o yerinde olsunda her şey zamanı ve yeri geldiğinde gerçekleşecektir zaten. Zamanın bu şekilde usul usul yaklaşan adımlarını seviyorum ve zaman içerisinde bu yolculuğun nereye varacağını merak ediyorum. Velhâsıl benim ömrümden uzun hayâllerim, geleceğe dair umutlarım var...
Keşke’leriyle değil, iyi ki’leriyle sevgi dolu, daha yaşlı belki ama daha farkında ve duyarlı, hayallerimin, hayallerimizin gerçekleştiği bir yaşam geçirmek dileğiyle...
Sevgi ve ışıkla kalınız,
İlknur BAKIŞ
15.12.201
|