Bugün 11 Temmuz ve bundan 23 yıl önce, insanlık tarihinin en kara sayfalarından biri yazılmıştı.
Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusu Bosna – Hersek’in Srebrenitsa kentini işgal etmiş, binlerce masumu, genç yaşlı demeden hunharca katletmişti.
Yugoslavya'nın çöküşü üzerine 1992 yılında Sırpların Bosna'da başlattıkları soykırımın ardından, Müslümanların elindeki silahlar BM Barış Gücü tarafından koruma gerekçesiyle toplanmış, Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa da nüfus mülteci göçleriyle 60 bin civarına ulaşmış kent, açlık, hastalık ile mücadele eden adeta bir 'toplama kampı'na dönüşmüştü.
Birleşmiş Milletler’in bölge halkını silahsızlandırması ve bölgenin güvenli bölge olarak ilan edilmesiyle Ratko Mladiç’in komutasındaki katillerle birlikte elini kolunu sallayarak şehre girmesiyle, 11 Temmuz 1995 günü binlerce Müslüman kadın, erkek, çocuk, yaşlı denmeden acımasızca işgence görüp katledilmişti.
Bu katliama tüm Avrupa sessiz kalmış, hiç bir şey yapmamıştı.
Bu insanlık dışı olay, Avrupa’nın attığı o insan hakları nâraları ve demokrasi söylemlerinin yalanlarla dolu ikiyüzlü gerçeğini sanırım yeterince gözler önüne seriyor.
Bosna Hersek, soykırım gerekçesiyle Birleşmiş Milletler’e başvurmuş ancak
mezarlar hem derin kazılmış hem de üstü kapatıldıktan sonra çevrenin doğal bitki örtüsüyle kamufle edildiğinden,
ellerinde kanıt kalmamış, başvuru BM tarafından reddedilmişti.
İşte Mavi Kelebeklerin hikâyesi de tam burada başlıyor...
Bu kayıp mezarların yerlerini ortaya çıkartan Mavi Kelebekler olacaktı.
Toplu mezarlara gömülen cesetler toprağa karıştıkça toprağın besleyiciliğini artırmışlar. Böylelikle bölgede bulunan misk otu (yavşan otu) coşup fışkırmış, bu da sadece bu bitki ile beslenen mavi kelebek nüfusunun artmasına sebep olmuş. Olay basına yansıyınca yerel halk da araştırmaya katılmış ve Mavi kelebeklerin görüldüğü yerlerin kazılması sonucu yaklaşık 300 adet toplu mezara ulaşılmış.
İnsanoğlunun yapmış olduğu hiçbir kötülüğü örtemeyeceğinin kanıtı olan mavi kelebeklerin hikâyesi de bu şekilde işte.
Ölenler belki geri gelmeyecekler ama bu acı katliam insanlığa yapılan en büyük suç olarak tarihte yerini aldı. Ruhları Şad Olsun..
İlknur Bakış
|