Kadınların siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel alandaki önemini ve erkeklerle eşit bir konuma sahip olduğunu, bir kez daha ortaya koyan, Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun. Ve tâbi ki yine, kapitalist düzenin, getirisi ve götürüsü olan bu özel günlere karşı olduğumu da belirtmeden geçemiyeceğim.
Ekonomiye can vermek için yaratılmış diğer günlerden farklı olarak,1921'lerden resmileşerek kutlanan bu özel günün altında; Kapitalizme verilen bir tepki, haksız çalışma koşulları, kadın-erkek, oy eşitsizliğini, protesto ederken yanarak ölen, 129 kadın işçinin mücadelesi yatıyor.
Diğer yanda da, siyasi, sosyal ,ekonomik anlamda eşitliğe kavuşmanın mücadelesini büyük bir azim ve kararlılıkla canı pahasına veren bu hemcinslerinden bir haber, kendisine çiçek gelmesini bekleyen, hatta gelmediyse trip hesapları yapan, ayakta uyuyanlar yatıyor. Amacım bu tür kadınlarımızı aşağılamak değil, içlerinde farkındalık yaratmaktır. Kaldı ki bizler ne çabuk unuttuk, Erzurumlu Kara Fatma, Nene Hatun, Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye, Halime Çavuş gibi kahraman Türk kadınlarının torunları değil miyiz?...
Ahlaktan çok ahlakçılığı ilke edinmiş, onu da kadına endekslemiş bir toplumda yaşamanın acısını, hisseden her kadın gibi ben de içimde hissediyor ve acı duyuyorum. Hal böyleyken, ''Mandra Filozofu'' filmini izleyenler iyi bilirler, ben de onun gibi karşıyım, karşı, bu çarpık düzeni getiren, götüren, izin veren her ne varsa hepsine karşıyım. Kadınların, çocukların şiddete, tacize, tecavüze maruz kalmalarına, çocuk yaşlarda evlendirilmelerine, en çok da kalbinde vicdan, sevgi kırıntısı barındırmayan, egoist, narsist, ayırımcılık yapan, tüm bunlara çanak tutan bencil toplumlara ve milletlere karşıyım.
Kadın, kız, erkek, çocuk, yaşlı hatta hayvan, bitki ayırımı gözetmeksizin, yaratılana, yaradandan ötürü hak ettikleri değerin gösterilip, sevildiği ve korunduğu bir dünya görebilmek ümidiyle,
Sevgimle ve ışıkla kalınız.
İlknur BAKIŞ
|