Ali Sami Boyar ( d. İstanbul 1880 ö. 1967 İstanbul ) Resme ilgi duyması küçük yaşlarda başladı. Binbaşı Cemal Bey’in ortaokulda resim öğrencisi oldu.
Hocasının destek ve teşviki resim alanında sürekli oldu. Bahariye mektebi’ne 1892 yılında girdiğinde resim öğretmeni olan Kaymakam Şükrü Bey’den yağlı boya ve sulu boya tekniklerini öğrenen Boyar, 1901 yılında teğmen rütbesiyle mezun olur olmaz Bahariye İnşaiye Resimhanesi’nde görevlendirildi.
Beş yıl boyunca görevine bağlılığı ve verimli çalışmalarıyla üstleri tarafından takdir edildi. Bir yıl Rehber-i Tahsil Okulu’nda yaptığı resim öğretmenliğinden sonra, dönemin Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa’nın özel izni ile şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan dönemin Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kayıt yaptırdı.
Okulu birincilikle bitiren sanatçı, 1910’da Paris’e gönderildi. O dönemde Paris’te bulunan Çallı Kuşağı sanatçıları ile Güzel Sanatlar Akademisi’nde Cormon'un atölyesinde çalıştı.
Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla 1914 yılında yurda dönünce Yüzbaşı rütbesiyle ordudan ayrıldı. İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'ni kurarak; kız ve erkek bölümlerinin müdürlüğü görevlerinde bulundu. Eski eserler konusundaki uzmanlığı nedeniyle de şimdiki adı Deniz Müzesi olan Bahriye Müzesi’nin de müdürlüğü kendisine tevdi edildi. Paris’te olduğu dönemde özel bir uzmanlık dalı olan mum heykel ve mulaj sanatını öğrendiğinden bu sanatı müzede uygulama fırsatı buldu.
Müze kataloğunu hazırladı. Birinci Dünya Savaşı’nda, Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın emriyle Şişlide açılan resim atölyesinde aynı dönem arkadaşları Sami Yetik Hikmet Onat, İbrahim Çallı, Namık İsmail, Ali Cemal ve Avni Lifij ile beraber çalışarak askeri kompozisyonlar hamasi tablolar yapıp tarihi konularda eserler verdi. 1922 yılında Halide Edip Adıvar’ın kız kardeşi Belkıs Hanım’la evlenen sanatçı, 1925 yılında açılan yarışmada birinci olduğu cumhuriyetin ilk pulları ve 1926’da ise ilk paraları kullanılmaya başlandı. 5 Aralık 1927 yılında piyasaya çıkan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kâğıt parası olan 1 TL’nin üzerindeki resmin de sahibi olan Boyar, iki defa gittiği Londra’da 1926'da sergi de açtı. Atatürk’ün emri ile kurulan Ayasofya Müze Müdürlüğü’nde çok yönlü çalışmalar yaptı. Yabancı uzmanlarca mozaikleri temizlenen müzede Mabedin Vaftiz Teknesi’nin bulunması dünyada geniş yankı buldu. 1944 yılında emekli olan sanatçı Türkçe ve İngilizce “Ayasofya” adlı bir de kitap yazdı. Emeklilikten sonra kendini resme vererek serbest çalışan Boyar, Türkiye’de “Yedirme Kazı Resim Gravür” çeşidinin ilk yapımcısıdır.
Suluboya eserlerinin büyüklüğü ile tanınıp; eserlerine duygu ve düşüncelerini kendine özgü bir sanat karakteri ile yaratmış olan gerçekçi bir resim sanatçı olup; suluboya, karakalem, pastel, tarama, yağlı boya teknikleriyle yapılmış pek çok eser veren ve eserlerinin büyük bir kısmı tarihi belgesel değer taşıyan Ali Samami Boyar’ın Portre, peyzaj ve natürmort başta olmak üzere hemen her türde resim yaptığı bilinmektedir. Askeri Müze, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Deniz Müzesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü gibi müzelerin yanı sıra yurt içinde ve yurt dışında özel resim koleksiyonlarında eserleri bulunmaktadır. Sergileri: 1926 Resim Sergisi Londra 1930 Resim Sergisi Paris 1931 Paris Karma Salon Sergisi (iki eserle) “Borazancı” ve “Turgut Reis” isimli yağlıboya tabloları Askeri Müze koleksiyonu arasında bulunan sanatçının; Eserlerinden Bazıları Boru Eri, İtfaiye Eri, Güvertede, Bir Erin Başı, İnönü Portresi, İstanbul’dan Limana Bakış, Eski İstanbul, Ayasofya Küpleri, Şirket Vapuru, KAYNAK:tr.wikipedia.NKFU
|