Dönemin izlenimci duyarlılığını Rusya’da gördüğü resim öğrenimini İstanbul’da pekiştiren İbrahim Safi de katılacaktır.
Çok çalışkan, üretken kimliliği ile uzun yaşamıda birleştirince çok sayıda yapıtlar vermiştir. İzlenimci duyarlılığını birleştiren bir ressam olarak karşımıza çıkar İbrahim Safi . İstanbul’u izlenimci paletinin ışıklarıyla resimler.
Sokak aralarından,boğaz kıyılarına,Karaköy lımanından Haliç tebelerine ulaşır..İstanbul limanı konu seçiminde vazgeçilmezi olur.. İbrahim Safi (1898-1983)
1898 yılında Kafkasya Azerbeycan Nahcivan'da doğmuştur. Babası Şair 'dir. 5 Yaşından itibaren resim yapmaya başlamış ve ilk portre sini 10 yaşında yapmıştır , modeli annesidir. İlk sanat eğitimini Erivan Lisesindeki resim öğretmeninden almıştır. Moskova Güzel Sanatlar Akademisi nde başlayan eğitimini I. Dünya savaşı sonunda göç ettiği Türkiye'de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail atölyesinde sürdürmüştür,1923'te mezun olmuştur. İlk tablolarında Safief imzası bulunmaktadır,daha sonra İbrahim Safi, İ. Safi imzasını kullanmıştır. Arkadaşı Naci Kalmıkoğlu ile birlikte Nişantaşı bölgesindeki bazı şık binaların iç duvarlarını süslemiştir. 1946 yılından itibaren sergi açmaya başlamış,1925 te Atatürk 'ün portresini yapmış,1955 yılından itibaren birçok Avrupa şehrinde defaatle sergiler açmıştır. Tablolar ında fırça ve spatül kullanmış, ilk yıllarında gri rengi çok kullanırken, 1960' lardan sonra paleti canlı, cıvıl cıvıl renklerden oluşmuş, ölümüne yakın dönemde gözleri az gördüğünden renkleri daha da kuvvetli olmuştur. Eser lerinin realist olduğu, geleneksel klasik çizgi lerin bulunduğu kabul edilmiş olsa da özellikle peyzaj ları, natürmort ları empresyonist ve neo-empresyonist yönde değerlendirilmiş, empresyonist bir renk ustası olarak tanınmıştır. İbrahim Safi 'nin eserlerinin duygulu, doğal , yaşamı yansıtan eserler olduğu; fırçasından renkli, parlak, canlı, duyarlı bir dünya fışkırdığı, paletinin bir renk buketi olduğu, renklerinin saf, temiz, pırıl pırıl olduğu bir çok eleştirmen tarafından vurgulanmıştır. Doğa manzaraları yaparak eski ustaların peyzaj geleneğini devam ettirmiş, eser lerinde insan figürlerine yer vermiştir. En çok sevdiği üç model, eşi Zaharina Hanım, Küfeci Pala ve Cümbüşçü Hafız olarak bilinir. Yurtiçi ve dışında kar manzaraları resmetmiş, Caddebostan, Fenerbahçe plajlarında cıvıl cıvıl insanlar resimlerinde yer almıştır. İbrahim Safi, gerçek sanatçının bir olayı, bir görünümü, bir durumu en ince ayrıntıları ile görmesi gerektiğine inanmıştır, bu yüzden onu soyut sanata pek yakın görmeyiz. Ressam ların kaderi eserlerinin ölümlerinden sonra sonra gerçek değerine ulaşmasıdır demesine rağmen sağlığında sergilerinde en çok resmi satanlar arasında yer almıştır, ölümünden sonra ise koleksiyonerlerin gün ışığına çıkardığı her resmi anında yeni sahibini bulmuştur. 100.kişisel sergisi 1983 te açılmış ne yazık ki aynı akşam, sergisinin açılışına katılamadan hayata gözlerini yummuştur. İbrahim Safi 'nin yarattığı, çoğu başyapıt olan resim leri sanatsever lerin sevgi ve takdirini kazanmıştır, resimleri resmi ve özel kuruluşlar, değerli koleksiyonerler ve seçkin evlerde yer almaktadır. Safi, Beyoğlu Postacı sokaktaki evinde mütevazi yaşamını sürdürürken,bir yandan da hasta yatağından Kızılay , Çocuk Esirgeme Kurumu, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı yardım zarflarının içine para koyar göndertirdi. "Pala" en sadık yardımcılarındandı.
İbrahim Safi bazı resimlerini o kadar çok severdi ki sergide satılmasınlar diye üzerlerine ya yüksek fiat koyar ya da doğrudan "satılmaz" veya "İS.Koll." yazardı. İstanbul'da Safi'nin seveni çoktu. Başka ülkede olsa fan klübü olurdu. Sevenlerinden önemli bir kısmı gayrımüslim vatandaşlarımızdı, özellikle Museviler, Rumlar, Ermeniler, bir de İstanbul'da yaşayan Fransız, İngiliz kolonileri ve tabii ki çok sevdiği Türkler. Kendisini Türkiye'de doğmuş görürdü, büyük bir Atatürk hayranıydı. Onun dünyanın en büyük lideri olduğuna inanırdı. Harbin Neticeleri isimli tablosunda harbde yenenin de en az yenilen kadar zarara uğradığını anlatmaya çalıştı.
KAYNAKCA:RUMELİHİSARI DERNEĞİ.. TURKISH PAINTINGS |