1900 yılında dünya gelen Cevat Dereli, Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nde başlayan resim öğrenimini,1924 yılında, Devlet adına gönderildiği Paris’te Academia Julian, Paul Albert Laurens Atölyesi’nde pekiştirmiştir.
1928 yılında yurda dönen Dereli, “Boğaziçi”, “Beylerbeyi Sırtlarından” gibi peyzajlarıyla sanatını tanıtmıştır.
Peyzaj bu yıllardan başlayarak, hayatının sonuna kadar, Dereli’nin resimlerinin vazgeçilmez alanı olmuştur. Kimi zaman köy görünümleri, köy yaşamı; kimi zaman Ürgüp, Kayseri, Sinop, Bursa, Gümüşhane gibi kent görünümleri ya da Boğaz, Adalar gibi İstanbul’un doğal güzellikleri veya Dolmabahçe, Beylerbeyi Sarayları gibi anıtsal yapılar Dereli’nin yorumundan, sanat anlayışından süzülerek tuvallerde yaşamsallık kazanmıştır.
Cevat Dereli’nin bu yıllarda kazandığı iki önemli ödül, peyzajlarının o dönemde de büyük bir beğeni ile izlendiğinikanıtlar. 1’inci Devlet Resim ve Heykel Sergisi ile birlikte düzenlenen CHP Yurt Gezileri Sergisi’nde Sinop görünümleri birincilik kazanırken, 2. Devlet Resim ve Heykel Yarışması’nda “Peyzaj” adlı yapıtı birinciliğe değer bulunur.
Cevat Dereli’nin yapıtları, kronolojik bir dizi içinde incelendiğinde, onun anılarını, dünya görüşünü ve sanat anlayışının değişim sürecini gözlemlemenin mümkün olduğu görülür. Cevat Dereli’den sanatı hakkında açıklama yapması istendiğinde şu cevabı vermiştir: “Ben konuşmam, resim yaparım. Yapacağım tek açıklama budur.” Bu sözlerle hayata bakışını ifade eden Cevat Dereli, 23 Temmuz 1989 tarihinde hayatını kaybetmiştir..
"Cevat Dereli'nin sanat yaşamı, 1930 yıllarına doğru Müstakiller Grubu' aun ortak hareketiyle başlamış, 1950 yıllarında içerik yönünden yöresel bir anlayışa, biçim yönünden lekeci bir duyarlığa bağlı olarak sürekli bir gelişme evresi geçirmiştir.
İlk resimleri kübist çizgi ve hacim etkilerini düşündürmekle birlikte, kübizmin katı kuralcılığım yöresel bir bakış ve değerlendirmeyle kırma çabasına yöneliktir. Bu çaba, sonraki resimlerinde daha da belirgin bir görünüş kazanacak olan, özgün ve kişisel kalma amacının somut belirtilerinden biridir. Cevat Dereli, içinde figürlerin hareketli bir ortam yaratacak biçimde yer aldığı bir peyzaj ressamıdır. Bu peyzaj, yaşanan çevrenin canlı izlenim ve anılarını içerir, hazırbiçim kalıplarına dayanmaz, renkçiliğin leke değerleriyle yüklüdür. Konak ve kaplıcalar, ekmeğini denizden ve topraktan kazanan iddiasız insanların renkli yaşamları, sokak fotoğrafçıları önünde resim çektiren Karadeniz köylüleri, sandalın küreklerine yapışmış balık avcıları, tablalarına balık istiflerinin dizildiği balık satıcıları, kasaba meydanları, faytonlu kıyı kasabaları, sakin yazlıklar, kıyıya çekilmiş sandallar, ilgi duyduğu ve içten bir anlatımla yoğurduğu konulardır. Figürler, çoğunlukla işlek bir fırça darbesiyle sürülmüş uçuk bir mavi, nefti, gri ya da yeşil bir leke üstünde, eski hat ustalarının kıvrak dokunuşlu çizgileriyle yer alır.
Yüzey ve derinlik, satıh ve perspektif, Dereli'nin resimlerinde birbirini tamamlayan, birbiri içine geçmiş değerler olarak yer alır. İyimser ve yumuşak bir görüntüleme tutkusu, kendiliğinden oluşmuş izlenimi veren rahat bir anlatım, eski Karagöz tasvirlerini anımsatan ince bir figürcülük beğenisi, gerçekle efsaneyi bağdaştırmaya çalışan çekici bir resmetme aşkı, renkçilikte anlamını bulan zengin bir gönül coşkunluğu, Dereli'nin sanatı için ilk akla gelebilecek saptamalardır. Yeterince duygulu, çevreye ve insanlara açık, şiirsel değerlerle yüklü olan Dereli'nin resimleri, çağdaş Türk sanatının seçkin ve kişilikli örnekleri arasında yer alır.
Cevat Dereli’nin yapıtları, kronolojik bir dizi içinde incelendiğinde, onun anılarını, dünya görüşünü ve sanat anlayışının değişim sürecini gözlemlemenin mümkün olduğu görülür. Cevat Dereli’den sanatı hakkında açıklama yapması istendiğinde şu cevabı vermiştir: “Ben konuşmam, resim yaparım. Yapacağım tek açıklama budur.” Bu sözlerle hayata bakışını ifade eden Cevat Dereli, 23 Temmuz 1989 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
İlk resimlerinde empresyonizmin etkileri görülür. Fakat sonraki eserlerinde Türk minyatürlerinden de faydalanarak değişik bir üslûpla resimler yapmaya başlamıştır. Turgut Zaim ve Nurullah Berk gibi Türk resim sanatına özgü ve Türk resim sanatını geleneksel çizgilerinden esin alan bir resim anlayışı ve stili oluşturmaya gayret etti. Türkiye içinde ve dışarıda bir çok sergiye katıldı.
İstanbul'un doğasını konu alan figüratif anlayıştaki resimleriyle tanınmıştı. "Cevat Dereli'nin resimlerinde renk lekeleri ve dinamizm önemli bir yer tutar. Çekici renk lekelerinin yarattığı eşsiz armoni ve yaşamın akışını yakalayan ritmik dinamizm, Dereli´nin sanatını özgünleştiren değerlerin temelinde yer alır Penbeler, turuncular ve maviler,yeşilleri aydınlatan pastel sarılar arasına katılan beyazların ressamıdır.
Sanatçının bazı eserleri Brüksel Modern Sanat Müzesi'nde, İstanbul Resim ve heykel müzesinde ve özel kolleksiyonlarda bulunmaktadır.
KAYNAKÇA
www.msxlabs.org/forum/sanat-tr/114203-cevat-dereli-cevat-dereli-kimdir-cevat-dereli- webmastersitesi.com/kultur-sanat-edebiyat/154586-cevat-dereli-ressam.htm tualimforum.com/turk-ressamlarin-biyografileri-ve-eserleri/22968-cevat-dereli-hayati-eserleri.html guzelsanatlar.gov.tr/TR,3205/cevat-dereli.html www.kidap.com.tr/cevat-dereli-cevat-dereli-k11973.kitap yapı kredi resim kitaplığı
|