Ağustos ayının sıcağı,dereleri tepeleri yakarcasına. Elmalar kızıla çalmış. Çekirgelerin sesleri karanlığı bölermiş.Gece sokak lambalarına çarpan yarasalar,ayrı bir gizem imiş,düş kuran çocuklara.Eski masallarda rastlanırmış sadece korkutan ölümlere.Yanıç'ın dere kenarına inmesiyle,uyanırmış evren sabaha.
Yine böyle bir günde,karşı dağdan,kara,kuru ergenlik çağındaki,çobanın sesi duyulmuş.' Ölen var,ölen var '.Haber kulaktan kulağa,tarladan ovaya tez yayıldı.Aradan geçen kısa bir zaman,dağın etekleri insanlarla doldu.Yaşlısı genci,kızı gelini,çocuğu hepsi orada idi.Herkes birbirine soruyor ' ölen kim '?.
Çobanın, yüzü sapsarı, gözleri kocaman açılmış korkudan.İşaret parmağıyla gösteriyor.Büyükler gidip baktılar.Taze kazılmış toprak dün geceden,bir insan cesedi.Acele ile gömerlerken,tek kolu kalmış dışarda.Hayvanlar böğürmüş başında,çobanda köye haber vermiş.Büyükler ise jandarmaya haber verdiler.Jandarma savcı geldi.Otopsi yapıldı.İnsanlar hep soruyor,' ölen kim'?.
Bu soru uzunca yıllar yanıt bulamayacaktı.Ölen ne bizim köyden,nede civar köylerden idi.Otopsi bitti.Jandarmalar şimdilik siz defnedin,çıkar elbet sahipleri dedi.Aldılar indirdiler bizim köye,derenin kenarına kazan kurdular,yıkayıp sırladılar.Bizim mezarlığın en üst tepesine koydular bu kimsesiz ölüyü.Birde isim taktılar,Garip oldu artık onun adı.Ben sanırdım,insanın dirisine sahip çıkmak önemli imiş,O günden sonra anladım ki ölüsüne sahip çıkmak çok daha önemliymiş.Ölülerin sahipsiz kalması, dirinin sahipsizliğinden kötüymüş.O günden sonra garip bizim ölümüz oldu,hem öyle oldu ki,garibin mezarının karşısındaki tarla,garibin mezarının yanında ki ağaç,gibi yön tarifleri yapacak kadar.Ne zaman erenler lokma dağıtsa,garibin ağzında bulunsun derlerdi.
Cemlerde ölülere rahmet okunsa,en başta garibin adı geçerdi.Sanki bütün ölmüşlerden daha değerliydi Garip.Pirler mezarlıkta ,bir başka öleni sırlamaya mı gitti,garibin mezarına gider,ona da okurlardı.Daha önce duymuş mu idi, bu duaları,duaz imamları bilinmez,ister mi idi, istemez mi idi, oda bilinmez.Nereliydi, neye inanırdı oda bilinmezdi.Aslında bilmekte istemezdi kimse.Ne saçlarının renk'ini görmüştük,ne ses tonunu duymuş idik,ama insandı,sanki tanımaya da hiç gerek yokmuş gibiydi,birini sahiplenmek için.
Aradan geçen tam 8 yıl, bir uzunca araba geldi durdu garibin mezarının yanında.Sakallı adamlar,ağlayan kadınlar indi içinden.Alıp gideceğiz dediler garibin mezarını.Köylüler birikti tez elden.Ölürüz de vermeyiz mezarı,alın toprağından kemiğinden,artık o bizim ölümüz.Ailesi çaresiz bir torbaya doldurdular toprağından gittiler.Ömer imiş, Garibin adı, çok çok uzak bir kasabadan getirmişler bizim oralara.Dava aydınlatılmış,suçlular gereken cezayı almışlar.Bir taraf, tarla davası derken,bir taraf,birine sevdasından öldürülmüş dediler.
Pirler ortalıkta dolaşan dedi kodulara son noktayı cem evinde koydu.Bundan sonra Garip hakkında iyi yada kötü,kimse bir şey konuşmayacak.
Garip bizim ölümüz.Mahşere kadar da misafirimiz.Neyse neymiş,tarlada hakmış,sevda da yiğide.Garip, mazlummuş,yaşam hakkı elinden alınmış,bizde her zaman mazlumun yanındayız.ne adını,ne dinini, ve ya suçunu yargılamak ve sorgulamak bize düşmez.Garip zaten yabancı imiş,dağımıza taşımıza,insanımıza kuşumuza,okuduğumuz dualara dahi yabancı imiş.
Eziyet etmek günahmış ölenlere.bir Garip hikaye imiş,hepside buymuş.Bir alevi köyünde hakka yürüyen Garibin hikayesi, Günümüzde,öldürülen çocukların arkasından kötü sözler söylenmeyecek, ne kadar da acı imiş. Gülmesine hor bakıp,ahlak dersi vermeye çalışanlara örnek teşkil eder mi bilinmez bu hikaye.Ya başkalığından dolayı,evine kırmızı çarpı konulmayı meşru kılarmı ? oda bilinmez.
Ya daha onbeş'inde öldürülen çocuğun annesini, meydanlarda onbinl'ere alevi diye yuhlatanlar anlar mı bu hikayeden,oda bilinmez. ne denli insani bir yaklaşımdan uzak olduğunu hatırlatır mı? oda bilinmez.Alevi köylerindeki, cem evlerini kapatıp,yerine cami olsun baskısı,ne kadarda doğrudur,farklılıklarla yaşamanın zenginlik olduğu anlamak çokmu zordur oda bilinmez.Bilinen tek şey,Aleviler doğduğu topraklar üzerinde yaşarken hakarete,zulme uğramaktan hiç hoşnut değiller.kendi ülkelerinde mülteci gibi davranılmasın dan ise çok rahatsızlar.Bİlinen tek şey ise ,bir garip ölüsü kadar dahi,saygı gösterilmiyor,kendi toprakları üzerinde yaşayan Alevilerin,hemde, ne ölülerine, nede dirilerine artık..
31.07.2014 ( Efece haber, Sevda aksoy )
|