Gözlerimden dökülen her damlada aradığım, kan uykularda sıçrayıp gül yüzüne doyamadığım gül beyazım. Hasret vagonları dizi dizi, gurbet gurbet geziyorum, her damlada biraz daha eriyor ve toprağa sızan yaşta bakmaya kıyamadığım ahu gözlerini arıyorum.
Meskenim diyar diyar gezmek can parem, gönlüm yollardan yılan kıvrımı çelenk, gözlerimin altları karanlıklardan hare hare olmuş. Adımız tarihe çentiklenirken yan yana, kocaman bir hasret hasıl olmuş yanı başımıza ve bu yüzyılın “Mecnun’u ben, Leyla’sı sen” olmuş.
Atlaslardan fal tutuyorum yokluğunda, nereye düştüğünü bilmediğim yollarda sensizlik paçamdan akıyor. Öyle yorgun, öyle bitmişim ki görsen aklını yitirirsin, yitirdim sensizlikte geçen seyahatnamemde aklımı. Azizler misali İlhan’ın yollarda, kâbuslarda özlüyor Hülya’m seni.
Ne çare gitmek senden, kalbim mahkûmken böyle? Ne mümkün uzaklaşmak Atlaslarda gösterilen bütün yerlerde, gönlüm gönlüne tutsak kalmışken böyle? Özlüyorum Hülyam, geberiyorum gül beyazım, canım tenden ayrılmak üzere görmüyor musun? Görmüyor musun?
Vicdanından umarım, haram tutmayan gözlerinden umutlanırım, Allah aşkına gül beyazım, gül yüzünden bu sürgünlüğüm ne zaman biter? Irmaklara dönen gözlerimin yaşı ne zaman diner? Ömrüme kestiğin sensizlik ne zaman biter?
Söylesene gül beyazım biter mi bizim hasretimiz? Görmeye bir lahza razı olduğumuz gözlerimizin yaşı bir gün diner mi? Ve şu çaresiz derdim, hani kalbine düşen gönlüm, hani ellerinsiz yapamadığım, kokunsuz olamadığım, yudum yudum içmeden doyamadığım aşkın, hani şu ince hastalığım bir gün geçer mi? Bir gün bu ümitsiz canım, canının yanına düşer mi?
Öyle çok özlüyorum ki ve biliyor musun? Adım, adımlarımda siliniyor, aklım, gölgelerle kol kola, beynimin içinde horon tepiyor. Yalnızım, karanlığım, beddua kadar sancılı, ölüm gibi ümitsiz ve bir kader mahkûmu kadar özgürlüğün pençelerinde gün ışığına, gül yüzüne, can ömrüne çaresizim gül beyazım.
Bir şeyler söyle, gözlerimden tutun ve kulağıma son kez, bir kez çok özlediğini söyle Hülyam sonra da çekil koyu uykularına bitir İlhan’ını. İnan gam değil, inan hiç mühim değil yeter ki son kez, bir kez bir şeyler söyle canım. Ben mi? Ben ölüyorum be gülüm, haram sayıyorum sensiz her saniyemi ve yitik benliğimin taşlı tozlu yollarında her şeye rağmen seni arıyorum.
Seni seviyorum be gülüm.
Murat ince
|