Turizm haftasıymış.
Laflarla sözlerle, reklamlarla tanıtımlarla olmuyor, icraat, icraat tan haber verin beyler. Her yıl olduğu gibi boy gösterip endamlarımızı gözler önüne sergilemekten başka bir şey yaptığımız yok.
Şaşalar gösteriler, kokteyller ikramlar, göz boyamaktan başka bir şey değil. Geçen yılda yurt içi yurt dışı şaşalar boy göstermeler yapıldı. Sorarım sizlere kaç turisti çektiniz ülkeye, memlekete. Ülkenin olsun memleketin olsun, çektiğiniz en gözde yerlerinin fotoğraflarını sergilemeyle olmuyor. Vay neymiş efendim, Almanya'nın En Çok Satan Dergisi "Birgit’te" de yer almışmışız.
Peki, Almanya’dan 2016 da kaç turist ülkemize memleketimize teşrif ettiler, değil Alman turistler, Almanya’da yaşayan kendi vatandaşlarımız dahi geldi mi? yapmamız gereken önce ülkemizde barışı sulhu sağlamak değil mi? kanunları yasaları Avrupai uygulamak, insan haklarına ağırlık vermek nerde?
Sağlıklı girdiğimiz hastanelerimizden hasta çıkıyoruz yahu. İslam dini adı altına sığınıp, Allah Ekberlerle gerçekleşen bombalı saldırılar, dökülen kanlar, kardeşi kardeşe vurdurmaklar, çocuk bebe demeden gerçekleşen tecavüzler.
Uygulanan düzmece darbe haberleri vs. vs. vs. Gelelim yaşadığımız memleketimize, isterseniz adını da vereyim, Didim. Evet Didim tarihi bir kent olmakla, tatilciler için ideal bir tatil yöresidir. Ama evet ama Didim’imizde baya bir çalışmalar görselleştirmeler var, var ama bu çalışmalar merkezi yerlerde yapılmakta. Nerde peki kenar kıyı, dış taraflara düşen sokak ve mahalleler. Oralarda Didim’e ait değil mi? halkın feryadını duyuyor ve yazılı olarak dile getirdiklerini okuyorum, mesela merkezin dışında kalan mahalle sokak ve site sakinlerinin feryatlar, ‘’kanalizasyon çalışmalarına da ağırlık verilse!
Sokaklarımız kanalizyon taşmalarından geçilmez oldu. Yeşillikler ağaçlar yok edilip, beton yığınları inşa ediliyor. Park, evet parklara önem verilmiyor. Resmen betonlaşmış bir Didim’de yaşıyoruz. Kanun yasa dedim de, pörsütürlerse uygulamalar yok, mesela birçok beton yığınlarından oluşan binaların, sitelerdeki dairelerin alınmayan veya verilmeyen iskânlarından dolayı elektrik ve suyun müteahhitlerin anlaşmalı olduğu şirketlerden iki misli ücretle kullanılması gibi. Merkezin dışında kurulan sitelere ulaşım yollarının yapılmaması, ışıklandırılmaması.
Eksileri ne kadar yazarsam yazayım bitmeyecek. Memleketimize gelen turistler sadece merkezi yerleri değil, merkez dışında kalan yerleri de gezmek görmek isteyecektir, resimlerle değil, canlı canlı reel olarak. Bu yaz yurt dışından gelen misafirim için otel pansiyon gibi mekânları gezdim. Fiatlar kahvaltı dâhil, fiyatlar san ki beş yıldızlı ultra ink otel gibi 160 – 180 TL civarıydı. Odalar, evet odalar, kim bilir en son ne zaman restore edilmiş, temizlenmişti, odalarda zerre kadar özen yoktu.
Gelen hangi yabancı turist böyle odalarda konaklamak ister ki. Beyler diyeceğim odur ki, önce ülkemizde barışı sulhu sağlayalım, sonra yaşadığımız kenti merkezi değil, kenar Mahallelerine sokaklarına da özen gösterip oralarda da boy gösterelim.
Maksat boy göstermekse, evet hepiniz bir birlerinizden büyüleyici özelliklere sahipsiniz ve bir birlerinizden alımlı çalımlı güzelsiniz. Ama yeterli değil, gelecek olan turistler, soryy ama koyunlarınıza değil tanıtımını yaptığınız kente ülkeye gelecekler.
Sözlerim meclisten dışarı emi. Ama meclisin pencereleri açık unutulmuşsa sorumlusu ben değilim.
|