Bilgisayar hayatımıza girdiği anda ‘’İyi bakın! İleride bütün işler bunun üzerinden yapılacak. Önce kızımız sonra biz(eşim ve ben) mutlaka öğrenmeliyiz.’’ Demiştim. Hayal gücüm, bir adım ötesini sezme yeteneğim geniştir de cep telefonunun elimizde oyuncak olacağını bilememişim.
Lüks değil, gereklilik haline gelen cep telefonlarımız, önce birer takoz gibiyken şimdi son derece ince ve bir o kadar da teknolojikler. Ve müthiş bir altyapıya sahip internet sisteminde devler ve devletler birbirleriyle yarışıyorlar. Google ve Meta döşedikleri on binlerce kilometrelik fiber optik kablo ağının, ara istasyonlarla erişebilirliği arttırmaya çalışıyorlar.
Elon Mask ve Starlink fırlattıkları uydularla uzayda erişim yarışındayken Apple’da aralarına katıldı. ABD’ye bağımlı olmak istemeyen Avrupa Birliği’de proje yatırımına başladı. Gökyüzünde rekabet olanca hızıyla devam ediyor.
Bağlanılan erişimden kesintisiz erişebilirliğe geçiş çok önemli. Hadi, internetin 30 dakika kesildiğini düşünelim. Yaşam bitiyor dimi? Bir de cep telefonunun şarjı bittiğinde; aklınızda, ezberinizde kaç kişinin numarası var?
Reklamlar televizyonlardan Youtube üzerine kaydı. Kişi kendi Youtube’unu açıyor. Özerk söyleşiyor. Mecburi izlenecek reklam sayısı da video başına 2 den 5e çıkma yolunda.
‘’Deep Nostalgia’’isimli yapay zeka uygulaması, yüz fotoğrafından video üreten programını tanıttı, ‘’Creative Reality Studio’’. Burada yaratılan karakterler metin bile okuyabiliyorlar.
İnsanoğlu girdileriyle bilgi işlem makineleri üzerinde harikalar yaratıyor. Bilgisayara yüklenen kullanım detayları, farklı programlar girdilerle harmanlanınca, çıktılara dönüşüyorlar. İnsanoğlu öğretmen, bilgisayar öğrenci modunda; sorumluluğun o programı yazana ait olduğu dönemler mazi oluyor. İnsan beynindeki sinir hücreleri yapısından etkilenilip oluşturulmuş ağ programlarının programcısı yok. Kısaca, verilen örnek sorulara –doğru-yanlış- cevaplar vererek kendini geliştirip, değiştirerek; yanlış cevapları eleyen programlar oluşturuluyor.
Biliyorsunuz, Google kayda giren milyonlarca resimden sizin tarattırdığınızı bulup çıkarıyor.
İşin sanatı sulandıran kısmıysa, bir resmi gördüğünde onu nasıl üreteceğini biliyor, resimlerin içeriğini görüyor. Bağlantı kuruyor. OpenAl şirketinin programı, ‘’DALL-E 2’’ ile resim çizemeyenler bile görseli sözcüklerle anlattıktan saniyeler sonra resmin çıktısına ulaşabiliyorlar. İstediğiniz resmi bilgisayarınızda üretmek isterseniz kullananlar Stable Diffusion’ı öneriyorlar. Ben buna ‘’Edebi Resim Sanatı’’ismini yakıştırdım bile.
Nasıl yani? Demeyin. Kabul gören desen ve her çizim sanattır.
Bir ressam bunu onaylar mı?.. Çağdaş sanatçı Takashi Murakami; ‘’Nasıl ki sanat bizi kurgularımızı genişletmeye zorluyorsa yeni teknolojik ortam da aynısını yapıyor’’ diyerek yeni hayal gücü üretilerine yol veriyor. NFT sanat eserleri üretiyor. Clone X’’ koleksiyonunu sanal moda markası RTFKT Studios’la işbirliği yaparak üç boyutlu karakterlere katkıda bulundu bile.
NFT’ler somut değiller. Elle tutulamıyorlar. Sadece bir veriden ibaretler.
Daima ‘’Gerçek nedir?’’ sorusunu arayan insanoğlu şimdilerde ‘’Simülasyonizm’’ kavramının cisimleştirilmiş haline sarılıyor. Ve bunlara ‘’Koons’’ sergileri deniyor. Sanal yapımlar, somut eserler haline dönüştürülüyor.
Pandemiyle birlikte evde oturmak zorunda kalan çocuklar, birlikte internette oyunlar oynadılar. Adalar inşa ettiler, çiftlikler kurdular-torunum özel bir dinozor adası yarattı- kendi dünyalarını paylaşırken, internet üzerinden de birlikteliği paylaştılar. Kendi metaverslerini yarattılar. Birlikte olunan sanal ortam oyunları devam ediyor.
Çağdaş yaşam, dijital evrende veriyi maddeyle, insanlığı algoritmayla, teknolojiyi sanatla harmanlarken; sanatçıların işleri interaktif kürasyonla web sitesi tasarımında sunuluyor.
Çağdaş sanatçılarımızdan Halil Altındere’nin Tersane İstanbul’da izlenen videosu ‘’Dünya Maratonu Meydan Okuması’’ sporcu Ahmet Uysal’dan ilham alıyor. Uysal’ın koşusu bu kez Metaverse’teki bitiş çizgisinde sonlanıyor. Metaverse platformunda sanal buluşmalar yaşanıyor.
Yeni dünyalar keşfediliyor.
Galileo Teleskopu’nun gönderdiği görüntüler ve yaptığı sondajlarla bilim adamlarınca Jüpiter’in devasa kutup siklonlarının gizi çözülürken, uydusu Europa’nın kabuğunun altında bir okyanus barındırdığı olasılığı müjdesi geliyor.
Her insanın yaşam hakkı olduğu gibi, bilgiye ve internete erişim hakkının olacağını umduğum, gerçekle sanalın kucaklaştığı yeni fiber teknolojik dünyaya doğru…
Harika Ören 13 Ekim 2022 İzmi
|