Büyük bir deprem felaketiyle yüz yüze geldiğimiz Şubat ayında binlerce yurttaşımızı kaybettik. Kentlerimiz yok oldu. Göçük altından çıkarılan yüzlerce vatandaşımız yaşamını bundan böyle ne yazık ki engelli olarak sürdürecek.
Türkiye engelli birey yaşam standartlarını iyileştirme konusunda başarılı olmaya çabalarken ve daha yolun yarısına bile gelmemişken bu felaketle engelli birey sayımızda büyük bir artış oldu.
Sanat ve Basın Danışmanlığımı yaptığım, Sanatta Engel Yok Vakfımıza akülü iskemle isteği için onlarca başvuru yapılıyor. Bizlerde ülkemizin yaşadığı deprem felaketi sonucu yaralarımızı sarmak ve sanatımızla engelli yaşamlara dokunmak amacıyla Sanatta Engel Yok Vakfı olarak İstanbul Bağdat Caddesi’nde yer alan Viviart Galeri’de DEPREM ve UMUT Sergi Etkinliğini gerçekleştirdik.
Etkinlik büyük bir ilgiyle karşılaşırken, Sanatta Engel Yok Vakfı’na bağış yapılan eserlerle bünyemizdeki engelli bireylerin yapıtlarını Nisan ayı içinde satışa sunarak, depremzede engellilerimizin yaşamlarına katkıda bulunmak isteyen gönlü zengin sanatseverlerle buluşturduk.
DEPREM ve UMUT Sergisinin ana sponsorluğunu Mengerler yaparken; Erya Otomotiv,
ReaniMed-Healthcare System, Kale Taksi, Olcay Kilit Sanayi, Mesh Stick, Grup Ağaç A.Ş., Vividenta Diş Kliniği, Enes İpek, Gökçe Otomotiv; Seus Medya-İletişim, Mech-Chem-Makine-Kimya-Ambalaj, İstanbul Sanat Magazin’de sponsor olarak destek verdiler.
Sanatta Engel Yok Vakfı; fiziksel, mental ve diğer engelleri nedeniyle sanata uzak kalan, sanata ulaşamayan bireylerin; insan haklarına özgürce ulaştırmaya kararlı tüm kurum ve kişilerle Plastik Sanatların ve Edebiyat’ın tüm dallarında destekleyici kitlesel çalışmalarını planlamak ve hayata geçirmek amacıyla kurulmuştur.
46 sanatçının 50’den fazla özgün eserinin ve 11 engelli bireyimizin işlerinin yer aldığı serginin geliriyle ihtiyacı olan engelli depremzedelerin akülü araba ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyoruz.
Yaşam ne yazık ki çok acı! Engelli bireyler, toplum içinde psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarla karşılaşmakta; hatta bu sorunlar ilk olarak engelliyle ailesinin arasında başlayarak, zamanla artmakta ve gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal almaktadır.
Sosyal çevredeki sıkıntıların eklenmesiyle engelli bireyin yaşadığı en büyük sıkıntı aile içinden başlayarak ayrımcılığa uğramak olarak kendini gösterir. Eğitim, sağlık, barınma, sosyal güvenlik, istihdam gibi temel insani hizmetlere ulaşamamak içinde işsizlik en temel sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Engelli olarak damgalanmaları, dışlanmaları onların içe dönmelerine, yaşama küsmelerine sosyal yaşamdan geri kalmalarına sebep olmaktadır.
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü Birleşmiş Milletler tarafından Otizmli Bireylerin sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm bulmak amacıyla ilan edilen bir gündür.
Otizm’in tarifi spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan; diğerleriyle iletişim kurmayı zorlaştıran ve engelleyen; karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluk –çeşitli- olarak yapılıyor. En erken 8 aylık bebekken bulgu veren Otizm, 18 aylıkken testlerle yapılan taramalar sonucunda, güvenilir bir klinik tanı olarak 3 yaş bitince kesinleşiyor.
Otizm Spektrum bozukluğu (OSB) özellikleri; göz kontağı kuramama, yaşıtlarıyla arkadaş olamama, ilgi veya başarıyı paylaşamama, empati yeteneğinin gelişmemesi, konuşmada gecikme ya da hiç öğrenememe (Otistiklerin % 40’ı asla konuşmaz),normal acı ve üzüntü gibi duygularını anlamada zorluk çekme, rutine bağlılık, aynı şeyleri tekrarda ısrar, sohbet etmede zorlanma, az ya da çok duygusal uyarılmadır. Otistikler, bakış açısını anlamada zorlanırken, espriyi anlayamaz ve ima edileni çözemez, eğlenmeyi bilmeyebilirler.
Standart bir tedavi süreci olmayan Otizmin tedavisi, aileye ve çocuğa uygun davranışsal eğitim veren özel terapiler uygulanarak yapılıyor. Ve Otizmli bireyler bu tedaviler sonucu diğer insanlar gibi yaşamlarını sürebiliyorlar.
Engelli çocuğa sahip olan ailelerin yaşadığı sorunlar süresizdir. Engelli bireylerle ilgili yapılacak çalışmalar içinde engelli bireyin ailesinin yaşadığı sorunları en aza indirmeye yönelik çalışmalarında ön plana alınması gerekmektedir.
Türkiye de son yıllarda Engelli Birey Okullarının sayısının artmaya başladığını, yapılan planlamalarla il bazında açılan, ücretsiz özel eğitim vererek, engelli bireylerimizin yaşamlarını tek başlarına sürdürmelerini sağlama konusunda etkin olduklarını görmekten mutluluk duymaktayız.
Harika Ören 2 Nisan 2023 İstanbul
|