2022’yi geride bırakıp 2023’e girerken yüreklerimiz umut dolu. Tüm olumsuzluklara ve çirkinliklere rağmen Yaşam Hakkımızı kullanıyoruz ve ailelerimizle kayıplarımızı anarak, yüzümüz geleceğe dönük Yılbaşını kutlayacağız.
Siz bakmayın, yeni yılı kutlamak günahtır diyenlere. Onların önce kendi günahlarıyla yüzleşmeleri gerektiğini düşünüyorum. Biz bilgiye, bilime, ilime bakarız. Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ belgelere dayanan kitaplarında der ki; yerin göbeğinden gökyüzüne Gök Tanrısı Ülgen’e kadar uzanan bir ağaç vardır. 21 Aralık itibariyle birbiriyle kavga eden Gün ve Gece’nin savaşından Gün kazançlı çıkar. Ülgen Gün’ü kutsar ve 22 Aralıkta Gün uzamaya başlar. Güneş yeniden ışığı ve sıcağıyla yeryüzüne hayat vermeye başlar.
İlmiye Çığ, bolluk, bereket ve güzelliklerle geldiğini umduğumuz yeni yıl geleneklerinden yılsonuna doğru gerçekleşen Çam Süsleme geleneğinin tamamıyla Türk kaynaklı bir adet olduğunun bilindiğini; Türki Devletleriyle olan münasebetler sonucu bunun gibi birçok bilginin ispatlarla doğrulandığını da söyler.
Türklerde çam süsleme geleneği, tek Tanrılı dinlere girilmesinden önceki inançlarında yeryüzünün tam ortasında bulunan Akçam Ağacıyla bağdaştırılır. O zamanlar yaz-kış yapraklı olan bu ağaca ‘’Hayat Ağacı’’ denir. Türklerin bütün halı, kilim ve işlemelerinde bu ağacı görüyoruz. Aralık gündönümü yani güneşin utkusu/ yeniden doğuşu, Türkler tarafından büyük şenliklerle (her daim yeşil=hayat dolu) Akçam Ağacı altında kutlanır.
Yeni doğum olarak algılanan bu bayramın adı ‘’Nar Dugan’dır. Anlamı; Nar=güneş; tugan, dugan=doğan yani ‘’Doğan Güneş’’dir. İnanışa göre Güneşi yeryüzüne, insanlara geri veren Tanrı Ülgen'dir.
Öncesine evler temizlenir, o gün en güzel giysiler giyilir. Ağacın çevresinde toplanan Atalarımız Akçam Ağacı etrafında “İnderbay” denilen dairesel bir oyun oynarlar. Ateş yakarlar, şarkılar (yırlar) söylerler. O gün tüm kötülükler, dargınlıklar unutulur herkes birbirine çok iyi davranır.
Hayat Ağacı’nın ta tepesindeki Tanrıya ulaşsın diye dualar edilirken, ağacın dibine Ülgen’e hazırladıkları armağanları koyarlar. Dallara bağlanan alacalı ipler ya da çaputlar, Tanrı Ülgen’den yeni yıl için dilenen dilekler, yeni istekler, umutları temsil eder.
Yaşlılara saygı büyüktür. Büyük babalar, nineler ziyaret edilir. Sofralar açılır. Bir arada yenir, içilir, söyleşilir. Bir arada kutladıklarında, yedikleri yaş-kuru meyveleri, özel yemekleri, şekerlemeleri yakınlarıyla paylaşırlarsa ömürlerinin uzayacağına, evlerine, işlerine uğur ve bereket geleceğine inanırlar. İlmiye Çığ’ın verdiği bilgilere göre Akçam Orta Asya'da yetişir. Ağaç süsleme geleneğinin Hunların Avrupa'ya gelişleriyle Türklerden sonra Almanlara, Fransızlara geçtiği sonrasında Hıristiyanlarda devam ettiği biliniyor.
"Doğum, güneşin yeniden doğuşu" kutlamaları olan Nardugan Bayramı öz be öz bizim bayramımızdır. İsa'nın doğumu ile yakın uzak hiçbir ilgisi yoktur. Noel Ağacı geleneğinin hayat Ağacı Akçam dallarına bağlanan dileklerin Türklerden Sümerlere, Anadolu üzerinden de Avrupalılara uzandığı görülmektedir.
Batı toplumlarının Pagan inanç sistemine sahip olduğu, Doğu toplumlarının ateşe ve putlara taptığı dönemde; Türk İnsanları “Yer – Su” inancına, aksakallı bilge ve yardımsever kişi, “Tengri Ülgen”e ve kış mevsiminin atası “Ayaz Ata”ya inanmıştır. Tarihsel gelişim içinde gözlemlendiğinde“Ayaz Ata” ve taklidi olan “Noel Baba”nın giydiği kıyafetlerin kadim Türk insanın giydiği kıyafetler olduğu görülür.
Günümüzde Batı kültüründen kopya edildiği söylenen Yılbaşı kutlamalarının kökeninde kendi kültürümüz olduğunu bilelim. Aslı olmayan söylemlerin peşinden gitmeyi bırakalım. Bilgi ve belgeler esastır, unutmayalım.
Süsleyin çamlarınızı NARDUGAN BAYRAMI kutlu olsun.
2023 ülkemize, Dünyamıza, kentlerimize, evlerimize barış, sevgi, sağlık ve bereketiyle gelsin.
Harika Ören İstanbul 25 Aralık 2023 |