Üzülürüm, yanmalarıma dokunma benim. Geceler kaç olursa olsun gündüzlerime gelme benim…
Yaram saklı, yaram kırk yerinden uzakların şarkısı, yakınların türküsü.
İçime hasret yüreğime asla nefret olmadın sen benim. Üzülürüm seni üzgün görmeye. Ölürüm senin yangınlarını söndürmeye.
Feryadı aşk olan bir şairin dilinden başka ne dökülebilir ki gülüm? Solmayan gecelerin, bitmeyen hasretlerin yolcusuyum ben. Biliyorum artık sende farksız değilsin en az ben kadar acısın, en az ben kadar üzgün…
Üzülme üzenim olursun. Gözlerinden düşen her bir damla sılana çığ olur düşer, sılan ki içinde sevdiğin, sılan ki içinde her şeyin olan her şeyi barındırır, nefes alır.
Öldürme gülüm beni. Nefesim darda, yutkunmalarım boğazımda, sevmelerim can pazarında ve canım sen sormalarında kalmış…
Üzülürüm sormazsan, üzülürüm bir kere aramazsan.
Kardelenler ölüyor Karadeniz’in yalçın sırtlarında ve sen anlamıyorsun, bir türlü bakmıyorsun sonlarıma, buraya kadar ki gelmelerime aldırmıyorsun.
Atarım bu canımı kardelenlerin üzerinden ya tutarsın, ya bırakırsın gülüm…
Ölümse ölüm, kumarsa kumar, ya tutarsam? Yaşarım bir ömür gülüm…
Ben sende bütün sevmelerimi, ben sende bütün gitmelerimi ve ben sende, ay tanrıçası gözlerinde nice bakir umudumu kurşuna dizdim.
*
Üzülürüm gelmezsen, sonumu bir türlü çizmezsen, bilmezsen yıkılırım sevdiğim.
|