Boynumu büktüm, yüzümü döktüm, çok öldüm sen giderken, az değil…
Günah günahı getirirmiş, bir günahta benim için işlesen ne çıkardı? Ne çıkardı başını öne eğip, omuzlarını, kaşlarını yıkıp sindirmeseydin? Çehreni siyaha teslim etmeseydin? Ve beni bu onmaz yarayla bırakıp gitmeseydin ne çıkardı?
Oy! Benim haram gözlüm, oy! Benim yalan sözlüm böyle mi olacaktı bizim sonumuz? Yaralarımız hiç mi kapanmayacaktı? Közlerimiz hiç mi küllenmeyecekti? Ve bizim bu ağrımız hiç mi dinmeyecekti? Yani biz bir daha hiç mi kavuşamayacaktık? Bumuydu yani gitmelerin? Bumuydu deli sevmelerin? Hani son kez sevişmelerin, söz vermelerin sonra deli sıcak sarılmaların bumuydu?
Bu gece son kez sokağından geçiyorum, odandan süzülen ışık karanlığın içine süzülüyor. Başını kaldırsan, o elindeki kitabı bir dakika bıraksan gölgemi göreceksin ve sonra son bir günah daha işlemeni isteyeceğim senden. Son bir sarılma, son bir buse ve son kez gözlerinde kaybolmalar sözlenecek siyahın içinde. Ve sen son kez yanacaksın belki de, belki de çünkü vebalime girdin, sevme hakkımı bitirdin, çünkü sen o ay yüzünü karaya teslim ettin. Karaladın bütün beyaz sevmelerimi…
Yahu ben sana ne yaptım? Ne zaman üzdüm? Ne söyledim ben sana? Ne söyledim de bana sensizliği reva gördün? Doğru çok sevdim, deliler gibi, çılgınlar gibi ve hatta bir garip yetim gibi boynumu büktüm, avuç açtım sevgine, dilendim sevgini günler, aylar, yıllar boyu. Doğru sabahlara kadar sokağınızda bekledim, doğru bütün derslerimi astım hem okulda, hem aşkta sınıfta kaldım ve doğru ben her şeyimi unuttum, bir seni unutamadım, bir ellerine tutunamadım. Kahretsin doğru bütün sevme günahları ben işledim, seni çok sevdim doğru…
Gönlünden uğurlandığımdan beri yaşamıyorum. Avuç içlerinden birkaç damla terle sokaklara düştüğümden beri yaşamıyorum. Ve yaşamıyorum ey! Nankörüm o günahı bir daha işlemediğinden beri…
www.muratince.net
|