Sevgilerde bitermiş bir gün, bir gün bütün duyguların yalan olur gidermiş. Nice aşkın bağrında kanarken, sen bulamayacağım en son limandın…
Yağmur yağıyor, saatlerdir, günlerdir yağmur. Dualar ediyorum ülkemin üstüne, dualar ediyorum anamın, babamın, kardeşimin, yavrularımın ve senin üstüne. Huzur diliyorum, bereket istiyorum ve seni yağmurların bana getirmesini bekliyorum…
Ben seni yağmurlardan sonrada sevdim. Ben seni ebemkuşağının her bir renginde ve ben seni, topraktan başını güneşe çıkartan filizlerin başak olma yolundaki direngenliğinde sonra bir karıncanın Hz. İbrahim Peygamberin düştüğü çılgın ateşe taşıdığı bir zerre suyun eşsiz manasında sevdim…
Sevgilerde bitermiş bir gün, bir gün bütün yağmurlarda dinermiş sonra güneş yüzünü hiç göstermezmiş ve bulutların üzerine taç olan ebemkuşağı kendini sonsuza kadar gizlermiş…
Ölüyorum kahrımdan, seni her gün görmeye, seni her gün elde bilmeye gücüm, sabrım yetmiyor ama maalesef görmeden de dünyam bir santim dahi dönmüyor. Gün geçmiyor, yıllar bitmiyor. Manalı, manasız ne varsa ama ne varsa her şey sensiz büyüsünü yitiriyor. Bütün tılsımlar sen olmayınca küf kokuyor…
Senle güzelleşiyor şu köhne dünyam, senle acizleşiyor zavallı seven yüreğim. Anla ki ne senli, ne sensiz… Sen ellerinsen, ben düşmüşsem sokaklara avare, bir eksik, bir fazla ne fark eder ki hayatım eksi sonsuzlarda…
Ziyan yıllarımın farkındayım, senden uzak kalmalıyım ve bütün söylenmiş, verilmiş sözleri unutmalıyım.
Çehresi her geçen gün biraz daha çirkinleşen sevginin esiri yüreğim, vazgeçmeli, ölmeli belki ama asla sana dönmemeli. Bunu yüreğime anlatmak öyle güç ki, öyle böyle değil insafsızım…
Bir yağmurun toprağa en maya yerinde tutunmalıyım ellerine ve yine bir yağmurun en güzel yerinde sarılmalıyım o kahreden ince beline sonra öpücükler kondurmalıyım teninin her bir yerine, birde yağmurun son senfonisinde bir beyaz gül uzatmalıyım, gözyaşlarımla karışmış yağmurun gül yapraklarına değen muhteşem görüntüsünde…
Sevginde bitermiş bir gün, bir gün yağmurlar bütün yalanları sürükler gidermiş. Peşine kim düşse uzaklara çekermiş ve kim inansa gerçek sevgiye, inandığı noktada “aşk” onu defterinden silermiş…
Sevginde bitmiş, anılarında, yaptıklarında… Bir teninin sıcaklığı, birde gözlerinin derinleri kalmış yalan olmayan. Şimdi söyle hangi saftasın? Şimdi konuş benimle; yanan yüreğime bir zerre su olur musun?
Sevmekten başka bir şey gelmedi elimden, anlıyorum sevmek tek başına çok yetersiz ve kendince gizli sevmelerin vuslata hiç faydası yok ama seni ben aleni seviyorum ama ben seni hala çok seviyorum.
İsterdim ki hala benle yan. Olmadı sanırım, bu defada yanmak tek başıma bana düştü…
Murat İnce
|