Yaşamaya çalıştığım ben ve içine hapsolduğum ben; “dar” geliyor, ar geliyor, zar geliyor ruhuma…
Susuşlarımı kar bilen herkese armağanım olsun bütün üzünçlerim. Onlardan miras kalan nem varsa bugün iade ediyorum…
Bugün astığım ne varsa hayatımda bir bir mezara gömüyorum. Ölümlerimin çoğu sevmekten, güvenmekten oldu. Bugün inanmalarımı, bütün sevmelerimi diri diri toprağa gömüyorum…
Şimdi parmaklarımın ucuna harfler gelmeli ve sözcüklere dönmeli harfler sonra yaralı, yarasız tümcelere… Şimdi en hain zamanlarını anlatmalıyım inandıklarımın ve şimdi sorgularda geçen gençliğimin, solan bütün karanfillerimin hesabını bir bir temize çekmeliyim.
Yeni sayfalar ve yeni günler yok artık. Yok artık aşklı zamanlar, aşka umutlar biriktiren ben yok artık…
Külü içine düşmüş, ateşi dudaklarına velhasıl çürümüş bedenimden çıkan belli belirsiz iniltilerim, kulaklardan yüreklere giden bütün yolları kemirirken arsız bir köstebek gibi, içimi kaçırmaya, herhangi bir organımı kurtarmaya çalışmıyorum, teslimim çünkü hayatın bu hain ellerine…
Ölüm sessizliği gelip çatmışsa ve gönül evimin bütün odaları yıkılmışsa; hangi usta onarabilir bu yıkıntıyı? Ve hangi usta kapatabilir çatlak damarlarımı? Oysaki sevmek isterdim, oysaki inanmalarım doğru çıksın ve ben bütün yanılmalarımı düşlerimde yaşamış olmak isterdim, kötü bir rüya olsun isterdim bütün bunlar… Gerçeğin ta kendisinden avaz avaz bağırıyorum duyan var mı? İçime hapsolduğum ben bana dar geliyorum, sesimi işiten var mı?
Susuşlarımı kar bilen herkese armağanım olsun bütün üzünçlerim.
www.muratince.net
|