Duvarlar konuşur mu be usta? Duvarlar üstüme geliyor, aman dinlemiyorlar, hal bilmiyor, yalnızlığımı ganimet biliyorlar usta…
Halim kime ayan usta? Ve şu çaresizliğim, içine düştüğüm hal bilmez gecelerim, günlerim ve dost bildiklerim ne yana çıkar usta?
Gezginliğim, dinginliğim, ezginliğim ve taştan taşa çaldığım başım an gelir yine başa çıkar mı usta?
Zor be usta, talim yerine döndü yüreğim, çiğnendikçe, ırgalandıkça, yağmur yağdıkça, tozum çamura, cismim toprağa çalıyor. Hangi yanımı anlatayım ve hangi halimi yazayım şimdi sana… Duvarlar kafanın içiyle konuşur mu be usta?
Kalbimin hangi yakasına geçsem ve hangi kavşağında dursam “ acılar tek yöne ” çıkıyor usta. Kalbim çıkmaz sokaklarda sıkışmış, gözlerim ters istikametlerde sönüyor ve bütün benliğim caddelere ram olmuş kanıyor usta…
Bu yol nereye çıkar usta?
Kalbim nereye düşer ve şu kaybettiğim çocukluğum, gençliğim ne zaman başa döner usta? Başta dedim; “duvarlar konuşur mu?” Diye usta, ha usta konuşur mu? Konuşmazsa yıkılanlardan, yıktıklarımızdan, candan, kandan ve bu yolun başından hesap sorulur mu? Sorulur mu be usta?
|