Öyle anlar vardır ki yaşam içinde, sözcükler boğazımıza düğümlenir konuşmak isteriz ancak pek mümkün olmaz. Ne üzüntümüzü, ne acımızı ne de duygularımızı ifade edemeyiz, sözcükler yetersiz kalır daha doğrusu ne diyeceğimizi de bilemeyiz…
İşte son günlerde ben bunu sıkça yaşamaktayım…
Güzel yurdumun dört bir yanından aldığımız şehit haberleri benim ve de pek çoğumuzun yüreğimi yakıyor… Gencecik evlatlarımız bağımsızlığımız ve vatanımızın bölünmez bütünlüğü uğruna can veriyorlar. Tüm umutlarını, tüm sevdiklerini geride bırakıp bir hilal uğruna şehit oluyorlar…
Teknoloji sayesinde çok hızlı bir biçimde haberdar oluyoruz…
Özellikle internette ki sosyal paylaşım sitelerinde haberlerin devamına yorumlar yapılıyor, zaman zaman ben de şehitlerimize taziyelerimi belirten yazılar yazıyordum, artık yazmamaya karar verdim…
Neden mi?
Yaklaşık otuz yıldır bitmeyen bir acılar yaşıyoruz ulusça!
Anaların- babaların bin bir güçlükle yetiştirip vatani göreve gönderdikleri binlerce gencimiz şehit oldu. Ne yazık ki olmaya da devam ediyor!
Acılı ailelere “VATAN SAĞ OLSUN” demek kalıyor!
“Şehitler Ölmez, Vatan bölünmez. “diye haykırıyoruz!
Sonra yaşamına dönüyor herkes, ateş düştüğü yeri yakıyor!
Gencecik evlatlarımızın yaşamlarına devam etmelerini sağlamak adına ne bireysel, ne de sivil toplum kuruluşları olarak hiçbir şey yapamadığımızı düşünüyorum…
Şehitlerimizden utanıyorum!
Yaşam haklarını koruyamadıktan sonra duygu dolu sözler söylemenin-yazmanın hiç kimseye yararı yok ki!
Her şehit cenazesinde imamlar cemaate soruyorlar “ Hakkınızı helal ediyor musunuz?”
“Helal olsun” sesleri yükseliyor …
Merak ediyor musunuz?
Şehitlerimiz bizlere haklarını helal ediyorlar mı?
Düşünüyor, düşünüyor, düşünüyorum.
Lütfen sizler de düşününüz!
Ama yanıtından bir türlü emin olamıyorum, sizler olabiliyor musunuz?
Boğazım düğümleniyor, İçimi bir huzursuzluk kaplıyor, söyleyecek söz bulamıyorum.
Yaşamın bittiği yerde, sözün ne önemi olabilir ki?
Barış, huzur ve kardeşlik dolu günlerimiz yakın olsun…
|