Bugün Ulu Önder Atatürk’ün aramızdan ayrılıp, manevi dünyaya intikalinin 74. Yılı.
Her 10 Kasım’da biraz daha içim burkuluyor, ülkesi için hiçbir fedakârlıktan çekinmemiş cumhuriyetimizin kurucunu özlüyorum.
Ben bir Atatürk kadınıyım; Atamı sadece anmak yetmiyor, onun fikirlerini ve ilkelerini anlamaya, içselleştirmeye, paylaşmaya çalışıyorum.
Üzülerek görüyorum ki; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk’e karşı çirkin düşünceler besleyen, hiç hak etmediği suçlamalar yönelten, saygısızlık yapan bir kitleyle karşılaşmaktayız. Bu düşmanlığı anlaya bilmem mümkün değil.
Bu durumda kızıyor ve üzülüyorum. Dünya üzerinde kurucuna bu kadar vefasız davranan bir toplum daha yoktur. Bu davranışları sergileyenler kadın ise daha bir şaşırıyorum.
Türk Kadınları sizlere seslenmek istiyorum!
Özgürce ibadet edebiliyorsak,
Eğer bu gün eşinizin nikâhlı tek eşi sizseniz,
Mahkemelerde şahitliğiniz kabul ediliyorsa,
Seçme ve seçilme hakkına sahipseniz,
Mirastan eşit pay alıyorsanız,
Eğitim ve çalışma hayatında yer alıyorsanız,
Sosyal yaşam içinde yer alabiliyorsanız v.b…
Kısacası Türkiye Cumhuriyetinde vatandaşlık haklarına erkeklerle eşit biçimde sahipseniz, bunları Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz Atatürk’e borçlusunuz, hepimiz borçluyuz.
Hiç düşündünüz mü?
Atatürk devrimleri olmasa ve Cumhuriyet kurulmasa halimiz ne olurdu?
Her birimiz kocalarımızın malı gibi yaşar, boş ol dediğinde kendimizi kapının önünde bulur ya da birkaç kuma ile beraber yaşamaya mahkûm olurduk. Miras paylaşılırken erkek kardeşimizin payının ancak yarısını alırdık. Bu gün sahip olduğumuz yasal statülerin hepsini kadın olarak birey olabilmeyi Atamıza borçluyuz.
İşte bu yüzden bir karar vermemiz gerek;
“ Atatürk Kadını mıyız?”
Evet diyorsanız!
Sahip olduğumuz maddi manevi değerlere, Atatürk İlke ve İnkılaplarına sıkıca sarılıp Atamızın açtığı yolda yürümeye devam etmeliyiz!
Özetle; Cumhuriyete ve Atamızın mirasına en çok Atatürk’ün kızları olarak sahip çıkmalıyız!
|