Sizlerde de olur mu bilmiyorum, ama ben her türlü gelişmişliğe rağmen geçmiş günleri özlüyorum.
Eski mahallemizi…
Eski komşularımızı, komşuluk ilişkilerini,
İnsanların birbirine yardım etmek için çırpınışlarını,
Komşu evlerde televizyonun karşısına sıralanıp, dizi seyretme keyfimizi bu arada ev sahibi ne kadar keyif alırdı bilinmez?
Yılbaşı gecelerinde heyecan içinde beklenen dansözü hatırlamayan yok sanıyorum.
Kahve çekirdeklerinin kavrulup, taş dibeklerde dövülürken mahalleyi saran kahve kokusunu ve de taze kahve keyfini…
Büyüklere saygıyı, büyüklerin küçüklere ilgi ve sevgisini.
Evimiz tek katlı, minicik bahçesi çiçeklerle bezeli beyaz badanalı sıcacık ortamıyla kendimizi güvende hissettiğimiz aile ocağımızdı. Her türlü teknolojik yoksunluğa rağmen mutlu çocuklardık. Evimizin önünde Çamlık denilen kocaman bir oyun alanımız vardı. Mahallenin tüm çocukları orada toplanır, okul saatlerinin dışında kalan zamanlarda doyasıya oyun oynardık…
Mutlu çocuklardık…
Yıllar geçtikçe kentleşme kültürü ile insanlar birbirine yabancılaştı, komşuluk, arkadaşlık bitme noktasında! Yalnızlaştıkça mutsuz çocukların daha doğrusu mutsuz bireylerin sayısı her geçen gün artmakta…
Teknolojinin hızla gelişmesi de asosyal bireylerin sayısının artmasında çok etkili, evlerine- odalarına kapanmış internet bağımlısı yalnız ve genelliklede mutsuz çocukların, gençlerin sayıları azımsanmayacak kadardır. Ebeveynlerin bu konulara kendi meşguliyetlerinden sıyrılıp dikkat etmeleri, çocuklarının sosyal yaşam içinde gerektiği kadar yer almalarını sağlamaları gereklidir diye düşünüyorum.
Geçmişi özlerken yanlış anlaşılmakda istemem. Gününüz teknolojisinin nimetlerinden faydalanmak elbette hayatımızı kolaylaştırmakta, bilgiye çok hızlı ulaşmamızı sağlamakta, dünyanın her köşesi ile iletişimizi sağlamaktadır. Hayatımızın vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Ancak bizi esir almasına izin vermeyelim.
Türk aile yapısının, kültürümüzün güzelliklerini de yaşamaya gayret edelim.
Hayat düşündüğümüz kadar uzun değil;
Sevdiklerimize,
Arkadaşlarımıza,
Dostlarımıza zaman ayıralım.
Gönül ne çay ister ne çayhane, gönül sohbet ister…
Çay bahane…
5.01.2014 / Ankara
|