Ülkemizde olağan dışı geçen bir yerel seçim dönemi yaşadık.
Uzaktan bakınca yerel seçim değil, kıran kırana geçen bir genel seçim propagandası izlenimi veriyor. Siyasi partilerin liderleri ülkede miting yapmadık il neredeyse bırakmadılar. Son günlerde bir günde birkaç yerde miting yapmaktan perişan oldular.
En ilginç bulduğum ise yerel yönetime talip olan belediye başkan adaylarından ziyade mensup oldukları parti başkanlarının öne çıkmaları, projelerini ya da diğer partilerle özelliklede iktidar partisine yönelik eleştirilerini dile getirmeleridir. Eleştiriler sırasında ölçülerin kaçtığı etik olmayan söylemleri de üzülerek izlemekteyiz.
Belediye başkan adayları bu nedenle yönetimine talip oldukları ilçelerin, illerin projelerini yeterince anlatma fırsatı bulamadılar. Genel başkanların gölgesinde kaldıklarını düşünüyorum. Oysa yerel seçimlerde adaylar çok önemlidir, genellikle seçmenler adaylara göre tercihlerini kullanırlar. Bu seçimde de öyle olacaktır.
Yerel seçimden ziyade genel seçim havasında geçtiği için tüm eleştiriler genellikle iktidar partisine yönelik olmakta, inanmakta zorlanılan bilgiler, medyada ve sosyal medyada sürekli çelişkili biçimde yer almakta… Öyle çok bilgi paylaşılıyor ki artık bilgi kirliliği oluştuğunu düşünüyorum. Paylaşılan her haber kuşku ile karşılanmakta, sabit fikirli bireyleri hiçbir biçimde etkilememektedir. Bilgi kirliliği toplumdaki kutuplaşmaları körüklemektedir.
Son günlerde yaşadığımız traji- komik yasaklara değinmeden edemeyeceğim.
İnsanların haber alma özgürlüklerinin, düşüncelerini ifade etme öğürlüklerinin yasaklanmasını doğru bulmuyorum. Yasakların insanlarda daha çok merak uyandırdığını bilmeyen var mı aramızda? İnsanlar merak ediyorlar daha önce ilgilenmeyenler de ilgilenmeye başlıyor, basından da izlediğimiz üzere bir yolunu bulup insanlar öğrenmek istediklerine ulaşıyorlar.
Yöneticilerimize seslenmek istiyorum;
Lütfen yasaklardan medet ummayın!
Yasaklara karşı olduğunuzu ifade ederek iktidar oldunuz.
Yasaklar illegal yollara yönlendirir, fısıltı gazeteleri hızla yayılır!
Referandumdan önce ileri demokrasi sözünüz vardı; Bekliyoruz!
Bizler demokratik bir ülkede yasaksız, hukuka saygılı, barış ve hoşgörü içinde;
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası v.s. kardeşçe birlikte yaşamak istiyoruz.
Türkiye Cumhuriyetini Anadolu da yaşayan tüm halklar nasıl birlikte kurdularsa aynı biçimde yaşamaya devam etmek istiyoruz.
Bizleri etnik kökenimize, dini inançlarımıza göre ayrıştırmayın!
Ülkemizin birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyacı olduğu şu günlerde çok dikkatli olmalı, birbirimizin haklarına saygılı ve sağduyulu olup şiddete karşı çıkmalıyız
En demokratik hakkımız olan seçme hakkımızı ihmal etmemeli, sandığa gidip oyumuzu kullanmalıyız.
Demokrasinin olmazsa olmazı seçim sandığıdır, toplumun iradesini yansıtır.
Benim oyumdan ne olacak demeyelim!
Demokrasi için, yasakların kalkması için, barış ve huzur için;
30 Mart’ta oylarınızı kullanın!
29 .03.2014
Meryem Demir-Ank.
|