İşte yeni bir sabah! Günaydınnn...
Yataktan kalkınca, ilk iş pencereyi açıyor ve havayı içime çekiyorum. Nefes alabilmenin dayanılmaz hafifliğine şükrediyorum.
Güneşe bakıyorum. Gözlerim kamaşıyor. Yoksa yağmur mu yağıyor? Elimi uzatıp birkaç damla yakalıyorum. Sağlık, huzur, dostluk dileyerek, dünyaya sevgimi fısıldıyorum.
Sokaktayım, yürüyorum. Ayaklarımın üstüne basabilmenin dayanılmaz hafifliğinde gülümsüyorum.
Yardıma ihtiyacı olan birine nezaketle, elimi uzatıyorum. Günüme aydınlık katıyorum.
Günlük işlerimi yaparken, arada gözlerimi pencereye çevirip, gökyüzüne bakıyorum. Bir işe sahip olmanın dayanılmaz hafifliğinde; evrene sessiz teşekkürlerimi gönderiyorum.
Hayat güzel çok güzel, biliyorum. Kin, kibir, nankörlük duygularının uzağından geçip, ölüme doğru ilerlediğim yolculuğumun dayanılmaz hafifliğine, sevgi ve aşk ile daha bir keyif katmaya gayret ediyorum.
Dinliyorum. Karşımdakini can kulağı ile dinliyorum. Değer veriyorum.
Kelimelerin dayanılmaz hafifliğine kendimi kaptırmışken; yaşadığım her anı belleğime fotoğraflıyorum, daha önce görmediğimi ve bir daha asla aynısını göremeyeceğimi biliyorum.
Neşemi çevreye bulaştırmayı seviyorum. Kahkahamın mutluluk dağıttığının farkındayım. Hüznümü ise kendime saklıyor, bir şiir ya da bir merhabanın dayanılmaz hafifliğine salıveriyorum.
Düşünüyorum. İnsanları, olayları, vatanımı... Yaşananları idrak etmeye çalışıyorum.
Ve akşam olduğunda, bir günün daha geride kaldığının farkında, zamanın önemini bir kez daha kavrarken; başımı yastığa vicdanım rahat bir şekilde koyuyorum.
Fısıldıyorum '' Allahım, bana değişteremeyeceğim şeyleri kabul edebilmem için huzur; değiştirebileceğim şeyleri değiştirmem için cesaret ve aralarında ki farkı anlayabilmem için akıl ver'' diyorum.
Hayatın bir el kitabı yok ne yazık ki... Her gün yeni bir şey öğrenerek, hata yapma özgürlüğümü kullanarak, el yordamıyla yolumu aydınlatmaya, iz bırakmaya çalışıyorum.
Siz neler yapıyorsunuz?
Harika Ören
İstanbul, 26/10/2014
|