Gece yarısı. Son otobüs.
Biletçi kesti bileti
Beni ne bir kara haber bekliyor evde, ne rakı ziyafeti.
Beni ayrılık bekliyor,
Yürüyorum ayrılığa korkusuz ve kedersiz.
İyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık.
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak.
Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
Geçtim putların ormanından baltalayarak,
Nede kolay yıkılıyorlardı.
Yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,
Çoğu katkısız çıktı çok şükür.
Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı, ne böylesine hür.
İyice yaklaştı bana büyük karanlık,
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık.
Bakınıyorum başımı kaldırıp yukarıya işten,
Karşıma çıkıveriyor geçmişten bir söz , bir koku, bir el işareti.
Söz dostça, koku güzel, el eden sevgilim.
Kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti.
Hatıralardan şikayetçi değilim.
Hiç bir şikayetim yok zaten,
Yüreğimin durup dinlenmeden, kocaman bir diş gibi ağrımasından bile.
İyice yaklaştı bana büyük karanlık,
Artık ne kibri nazırın, ne katibinin şakşağı.
Tas tas ışık dökünüyorum gözüm kamaşmadan.
Ve belki, ne yazık, hatta en güzel yalan beni kandıramıyor artık.
Artık söz sarhoş edemiyor beni,
Ne başkasının ki, ne kendimin ki.
İşte böyle gülüm, iyice yaklaştı ölüm.
Dünya , her zamankinden güzel, dünya.
Dünya, iç çamaşırlarım elbisemdi, başladım soyunmağa.
Bir tiren penceresiydim, bir istasyonum şimdi.
Evin içerisiydim, şimdi kapısıyım kilitsiz.
Bir kat daha seviyorum konukları.
Ve sıcak her zamankinden sarı.
Kar her zamankinden temiz. Pırağ 21. Temmuz 957-- N: HiKmeT
Büyük İnsanlık
Büyük insanlık gemide güverte yolcusu,
tirende üçüncü mevki, şosede yayan büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider,
Yirmisinde evlenir,kırkında ölür, büyük insanlık.
Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter.
Pirinç te öyle,şeker de öyle, kumaş ta öyle, kitap da öyle
Büyük insanlıktan başka herkese yeter.
Büyük insanlığın toprağında gölge yok,
Sokağında fener , penceresinde cam
Ama umudu var büyük insanlığın, umutsuz yaşanmıyor. 7. Ekim 958—Nazım H.
Şarimizin dizeleriyle yazıma başladım. Beni mazur görün zira kelimeleri bir sihirbaz ustalığıyla evirip çeviren böyle bir şairimiz varken bana söz düşmez dedim.
Zira şu kalem var ya şu kalem , dilin kemiği olmadığı gibi kaleminde kılçığı yokmuş anlaşılan.
Kendini yada İnsanı anlatmak ve anlaşılmak zor oluyor, bazı zamanlar.
Değişim yada değişmek diyorlar. Evet en önemli kuram.
Değişmeyen tek şeyin zaman olduğunu var sayalım ama ne yazık ki en çok değişende şu iplik iplik dokunan zaman.
Sahi, şu sicim teorisinden sonra yeni bir felsefe geliştirilebildi mi? Zamana inat.
Söz baldan tatlı, yürek kor alevden kabahatli.
Yeni yılda herşey gönlünüzce ve dilekleriniz bereketlice olsun.
|