Hayatın vecibelerinden dem vuralım bugün,
O kadar hızlı ,üstelik o kadar da yavan, o kadar manasız ve o kadar futürsüz,
Temkinden uzak vede hileli, işveli, mucibeli,
Öyle yada böyle Yaşadıktan sonra...!
Ezbere mi, değil mi? Sizce önemli mi?
Kimden , nerden, nasıl, nerede, ne zaman..!
Hangi seviyede ezberledik?
Ezberimiz güçlü ki,
Üstelik her bireye son sürat nüfus vede etki ederek,
Yaşamsal vede umutsal alanları, zamanları, şuurları, akılları,
Duruşları, oturuşları,bilişleri vede buluşları, serzenişleri, yok daha neler kinayeleri,
Birbirimize dar eyledik.
Sürekli yasakların içinde sendrom geliştirmek vede sağlıklı kalabilmek.!
Acaba sevinerek gelinen vede seyre çıkılan bu alemde,
Ezberimizi kimden aldık...!
Özsel, sözsel, kelimesel , cümlesel dağarcığımız,
Kifayetsiz ve yetersiz kaldı ki ;
Eski , eski olduğu kadar da köhne zihinsel temalarla,
Tekrar yüzleşme ve kendini bir tartma dönemine girdik.
Aşama , aşama kendini aşan insan.!
Yeniden tüm değerlerini ve eskizlerini toparlamak vede
Saygınlığını, emsalsiz olduğunu, doğa ile iç içe, özgün ve kültürlü,
Kişilikli ve kimlikli yaşamak vede ruhunu az biraz yaşarken dinlendirmek için..,
Bir yeni yol çizmek zorunda olduğunu hissetti.
Ezber bozmanın gerekli vede anbean lüzumlu olduğunu hatırladı.
Dile kolay uzun yolun son virajına girdiğini en sonunda anlamıştı.!
Sebepsiz sorularının , hüzünlerinin ötesinde ve mutluluğa giden yolun en başında,
Saygı ve sevgi üzerinize olsun.
|