Bugün bana yarın sana demeden,...Geri dönülmez yollardan geçiyordu, İZ bıraktığını bilmeden.!
Gündeme acı üstüne acı katan Şehidlerimize Allahtan Rahmet dilerken.
Bu sancılı günlerde birlik ve beraberliğimize mutlaka sahip çıkmamız gerektiği ve olabildiğince saygı ve sevgide kusur etmememiz, üstelik karşılıklı konuşmalarımızda sağ duyu ve anlayış ile davranmamızı önemle hatırlatmak isterim.
Kış aylarının getirdiği daha az hareket ve sıcak mekanlarda sohbet ve tartışmaların olabildiğince şevkle gerçekleştiği gerçeğinden hareketle, şu sıralar bizleri yakından ne ilgilendirmiş, bir değinelim dilimiz döndüğünce.
Çevrenizde olan bitene katılırmısınız..? yoksa! banane deyip geçip gidermisiniz.!? Tabii ki, herkesten aynı duyarlılığı belki de bekliyemeyiz ama normal toplumsal normlar ve duyarlılık ile davranış geliştirmek elbette çok önemlidir.
Ağaçlara.. bir çocuk saflığı ve doğanın sabırlı, metanetli ve nefes almamızı temin eden mucize varlıkları olarak yaklaşırsak belkide bir noktada buluşabiliriz. Öyle değil mi?
Kış aylarına girerken, ağaçlar uykuya yatarmış...! Vede budanmaları gerekli olurmuş, ama..!
Budamaların sağlıklı ve özgün yapılabilmesi sizce neye bağlıdır.?
Eğitimli vede bilgili ehil ellerce yapılmayan her iş gibi.! Bu çok önemli işlevde eğer bilinçli olarak uygulanmazsa karşılacağımız hazin manzaralara sebep olabiliyor.
Bir bakmışsınız DOĞA ve İNSAN eli birbirinin yanında olması gerekirken , karşı karşıya geçebiliyor, sebep...!
İşte burda bir durmak gerek neden, niçin.? Doğal seyrinde gitmesi ve bilginin ehil ellerde olması gereken toplumsal davranışlarımız ve doğaya katkılarımız, eğer görüşümüz daralırsa bir silah gibi insana yada ağaca ve yaşama alanlarımıza çevrilebiliyor. Biliyormusunuz.!?
Çift başlılık ise bir ikinci sorunumuz gibi.
Bahçelerin site yönetimlerince bakıma alınması , ayrıca bitkilerin ve ağaçların budama yapılması,
Parkların ise ilçe ve o bölge belediyelerince bakıma alınması söz konusu. Bahçıvanlığın bir ayrı terminolojisi olduğuda kesin.!...Fakat son zamanlarda geldiğimiz nokta eğitimine çok önem verilmeyen görevlilerimizin hata yapma olasılığının yüksek olduğu.., ise yadsınamaz.!
Hani bu satırlarda çok da karanlık tablo çizmek istemiyorum ama...bilgiden ve bilimden güç almadan yapılan her iş, sonunda bir çıkmaza girmek zorunda kalıyor.
Lakin; zurnanın zırt dediği noktada, yakın çevrenizde ağaçların nasıl budandığına bir bakarsanız ilginç kesimler ve gereksiz budamalar göreceğinize eminim. Hele ki , caddelerdeki ,yol kenarlarındakilerin diplerinde beton molozların, taşların, dökülen betonların ne yapmakta oldukları da belki dikkatinizi çekebilir.!
Gün gelir, nefes almak için, yeşille buluşmak için , dinlenmek ve huzur bulmak için doğayla buluşmak isterseniz çok ilginç ve birazda çetrefilli durumlarla karşılaşabilirsiniz. Habersiz.!
Hani ağaçlandırmaların bir taraftan devam ettiği, bir taraftan da Karadeniz’de hes,res,v.s., yollar için, Ege’de rant için zeytinliklerin, Akdeniz’de yine otel yapımı ve rant için doğanın ,meyve ağaçlarının talan edilmesi, Marmara’da 3. Köprü ve yol çalışmaları için kesilen ağaçların durumu..!
Ne kadar doğru ise.. kalanlar için.. ve tüm canlı doğanında kendini yenileyebilmesi gerekli . Bu nedenle çok daha özenli ve duyarlı olmalıyız.
Burada görev paylaşımı yaparsak , nasıl ki doğanın bakımı ile sorumlu kişilerin eğitimine oldukça önem vermemiz gerektiği gibi, toplumsal algılarımızı da daha bi açarak, tüm bölgesel belediye birimlerinden yada Orman Bakanlığından yeterli katkıyı ve eğitim çalışmalarını, bilinçlendirmeleri de talep etmek o kadar hakkımızdır.
Doğanın can suyu kavramı nasıl olmazsa olmazı ise, İnsanın da el değmemiş yada insan eliyle kirletilmemiş ve zarar verilmemiş bir çevrede yaşama hakkı vardır.
Tabii ki; SEN çevrende olan biten herşeye hakkıyla sahip çıkabiliyor ve ürettiğin çöpü, atığı usulünce bertaraf edebiliyorsan vede kuşunun, kedinin, köpeğinin doğal ortamını kavrayışınla sağlayabiliyorsan... , işte o zaman doğa da sana tüm cevherini ve şahaserini sunacaktır.
Elini vicdanına koyduğun anda herşeyin yoluna gireceğini, UNUTMADAN.!...
|