İnsani davranışlar, herkesi sağduyuya davet eder. Paris’te teröre karşı, yüz binler, bugün Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Ayrıca Fransa’nın 230 bölgesinde insanlar sokaklarda toplandılar.
Dünya liderleri, 55 ülkeden, 43 devlet başkanı; dünyanın dört bir yanından gelen farklı etnik guruptan insanlar, sivil toplum örgütleriyle birlikte; kin, nefret hislerine, teröre karşı, ifade, basın, yaşama özgürlüklerine bağlı olduklarını dünyaya haykırdılar.
Teröre karşı ilk defa yapılan bu dev yürüyüş, her yaştan Fransız’ın çocuklarıyla birlikte, sabahın erken saatlerinden, akşamın geç saatlerine kadar uzanan dev bir çağrı platformu oluşturdu. Dünya bir kez daha özgürlükler söz konusu olduğunda terör ve şiddetin asla kabul edilemeyeceğini tek ağızdan haykırdı.
‘’Terörün rengi, ırk ve dini olmaz’’ sloganıyla, Charlie Hebdo’da hayatını terör saldırısıyla kaybedenler anıldı. Toplumsal uzlaşı, karşılıklı anlayış bir kez daha ön plana çıkarken, teröre karşı dayanışmanın önemi ortaya kondu. Üç günlük terör kabusu protesto edilerek, lanetlendi.
Çoğunluğu Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun da aralarında bulunduğu, Almanya, İngiltere, İtalya, Filistin, İsrael başbakanları; omuz omuza yürüdüler. Türk Sivil Toplum Kuruluşları, Fransa da yaşayan Türk vatandaşları da, özgür demokrasiyi savunan evrensel bileşim içinde yerlerini aldılar.
Yürüyüş, 5000 den fazla polis ve keskin nişancıların aralarında bulunduğu; sıkı emniyet tedbirleri altında yapıldı. Bütün dertlerini sokakta çözen Fransa, Paris’te Dünya vicdanını bir araya getirdi.
İfade özgürlüğü, Fransa için daima çok önemli olmuştur. Büyük bir şok dalgası yaratan terör saldırısının ve kaybedilen canların acısı; küresel terörle mücadelede devletler, toplumlar arası işbirliğinin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. İşte bu noktada laik devlet anlayışı ön plana çıkmaktadır.
Teröristlerin din kisvesi altında, İslam adına terör estirerek, İslam ışığını karartmaktadırlar. Ve bu saldırılar, bumerang misali, değişik ülkelerde yaşayan Müslüman kardeşlerimizin üstüne dönmektedir.Hz. Muhammed’in adını kullanarak yapılan terör saldırıları, Diyanet İşleri tarafından da kınanarak; sert bir dille eleştirilmiştir.
Türkiye’de ifade özgürlüğü gelince; basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 154. sıradayız. Siyasi baskı yüzünden işsiz, hapiste olan gazetecilerimiz var. Bazı konularda yazma, çizme yasaklarımız var. İnsanların görüşlerini yüksek sesle söyleyememe kaygıları var. Tam da
gazetecileri ve ifade özgürlüğünü hedef alan bu saldırının ardından, bizim de kendimizle yüzleşmemiz gerekmiyor mu?
Charlie Hebdo’ya yapılan terör saldırısını kınıyorum. Terör saldırılarıyla İslam’ın dünyanın gözünde değişik algılanmasına sebep olanları kınıyorum. İnsana nefret, kin ve düşmanlık saçan söylemlerle yapılan saldırıları ve şiddeti kınıyorum.
Harika Ören
İstanbul 11 Ocak 2015
|