Müzeyyen Senar, Cumhuriyet Diva’sı 9 Şubat 2015 de sonsuzluğa bedenini teslim etti. 97 yaşındaydı. Ömrüne birkaç ömür, gönlüne tüm şarkılarını ve sevenlerini yerleştirmeyi başarabilen bir Cumhuriyet kadını oldu.
Hafız annesinden sesini alan Müzeyyen, çocukken bir düğünde şarkı söylüyor. Göze geliyor ve kekeme oluyor. Şarkı söylerken kekelemediği için, tüm isteklerini melodik bir biçimde belirtiyor. Sonrasında dili açılıyor. Osman Nihat Akın bir bestesini seslendirdiğinde, israrla okumak istiyor.
Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?
Müzeyyen bir ihtimale teslim oluyor. Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne giriyor. İstanbul Radyosu’nda Perşembe günleri, 5 lira yevmiye ile şarkı söylemeye başlıyor. 15 yaşında İstanbul Belvü Gazinosu’nda sahne alıyor. İlk sahne dekorları Müzeyyen için kuruldu. Londra’da ilk konser veren Türk sanatçısı Müzeyyen’di. Zeki Müren, Bülent Ersoy, Sibel Can Müzeyyen’in meşklerinden doğuyorlar.
Müzeyyen, sahnede özel hayatının dışında bambaşka biri oluyor. ‘’Ben şarkı söylemiyorum, güfteyi anlatıyorum. Dünyam değişiyor.’’ Diyerek; dinleyicisini nasıl kavradığını ne güzel anlatıyor. Şarkıyı bir kere dinleyerek, doğru okuyabilen bir kulağa sahip, ender seslerden biri olduğu biliniyor.
Ata’nın huzuruna beş kere çıkıyor. Bursa Çelik Palas, Ege Vapuru, Savanora yatı… Merinos Fabrikası açılışını Atatürk Müzeyyen ile birlikte yapıyor. Dolmabahçe Sarayı’nda ilk kez Ata’nın karşısında şarkı söylüyor. Çok heyecanlanıyor, Ata’nın yüzüne doğru dürüst bakamıyor. İlk seslendirdiği parçayı Atatürk seçiyor.
Mani oluyor halimi taktire hicabım/Üzme yetişir, üzme firkatinle harabım
1938 de Savanora Yatı’nda öğle vakti, bir saat Ata’ya şarkı söylüyor. Ata’nın solgun, bitkin halinden etkileniyor ve çok üzülüyor.
Mayadağdan kalkar kazlar/Al topuklu beyaz kızlar
Müzeyyen 18 yaşında, Antalya, Ankara, Eskişehir ve Bursa’yı kapsayan turneye çıkıyor. Eskişehir’de Porsuk oteli Müdürü Ali Senar ile karşılaşıyor. Uzun bir süre sonra Senar, Müzeyyen’i İstanbul’da buluyor ve evlenme teklif ediyor.
Bir bakış baktın, kalbimi yaktın/Aşkın kemendin boynuma taktın/Bahçende gülün, kapında kölen/Olmaya razıyım, sevgilim senin
Müzeyyen, Senar oluyor ama hala bisiklete biniyor, faytonların arkasına asılarak gitmek en büyük keyiflerinden biri olmaya devam ediyor. 1936 da bir oğul (Ergun) sahibi oluyorlarsa da 1938 de boşanıyorlar.
Ercüment Işıl ile 1941 de ikinci evliliğini yapıyor. İkinci oğlu Ömer ve kızı Feraye dünyaya geliyor. Bu evlilik 1950 yılında sonlanıyor. Feraye üç yaşında İngiltere’ye okula gönderiliyor.
Ferayi’dir kızın adı Ferayi/Yandım aman, esmer yarim aman/Türkmen kızı katarlamış mayayı/Öf yar yandım aman
Zeki Müren ile Çelik Palas Oteli’nde bir gecelik program yaptığı bir sırada görüşüyor. Sahnede 3,5 saat kalmıştır. Muhteşem bir program sonrası mutluluğu yaşamaktadır. Zeki Müren’i dinliyor ve sesine hayran oluyor. Ne var ki Müren, tıpkı Müzeyyen gibi okumaktadır. Muhteşem sese, ‘’Kendin gibi oku’’ nasihati vererek, sesinin özgün renk bulmasına yol açıyor.
1952 de Suudi Arabistan Ankara Büyükelçisi Tevfik Hamza bey ile evleniyor. Tevfik bey sevecen, beyefendi, saygıdeğer kişiliği ile Müzeyyen’in kalbinde taht kuruyor. ‘’Adam gibi adam’’ dediği Tevfik Hamzabey’den, severek ayrılıyor. Hamzabey memleketine dönüyor. Geride yarım kalan bir aşk bırakıyor.
Unutturamaz seni hiçbir şey/Unutulsamda ben
Perihan Altındağ, Safiye Ayla, Recep Birgit, Behiye Aksoy ile meşk günleri oluyor. Koro yaparak meşk ediyorlar. Zeki Müren, Güzel Sanatlar’a başlayıp İstanbul’a gelince; her Cumartesi Müzeyyen’de buluşarak, meşk ediyorlar.
Şimdi uzaklardasın, gönül hicranla dolu/Hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu
Müzeyyen Senar’ın büyük aşkı Bülent Ersoy için, ‘’O benim evladım’’ diyor; didişip, darılsalar da, Bülent’i affediyor. Olgun dönemine denk gelen bu dostluğu hep sürdürüyor.
İzmir’de geçirdiği felç sonucu, yedi senedir, sevgili kızı Feraye ile Bodrumda beraberken, takdiri ilahi gerçekleşiyor.
Türkiye’nin İlk Diva’sı Müzeyyen Senar, vefalı ve dost canlısı karakteri ile arkadaşlarını arar, sorar, gider, ilgisini esirgemezken; kendisinin vefa görmeyişi içini acıtıyor.
Bulutlar benim için hep ağladılar/Dertlerim gönülleri hep dağladılar/Özlemlerim sel olup çağladılar/İzlerini nerede bulurum senin
Müzeyyen Senar ardından gönüllerde ve dillerde derin izler bırakarak, ölümsüzlüğe doğru yol alıyor. Işıklar içinde uyusun…
Harika Ören
11 Şubat 2015 Çarşamba
|