Bu kaos çok ürkütücü bir hal aldı.
Kalabalıklar hatta kalabalıkların söylemleri ile dolan beyinlerimiz,kulaklarımız ve gözlerimiz.
Duymadık, görmedik, bilmiyoruz demek istiyoruz.
Hani bu keşmekeşte bile kendinize bir yol çizebilir ve o güzergahta gidebilirsiniz ama birbirinize elinizi dahi uzatamayıp, sağa sola çarpa çarpa ilerlemeye çalışırsanız birgün gelir kafanız anbale, tüm bedeniniz yorgun , bitkin , umarsız öylece kalırsınız.
‘’Doğrudan İletişim Eksikliği.’’
Sefaletin, bunalımların yada şiddetin bu dünyada sebebi ne ?
Toplumun talepleri aslında çok zor yada ulaşılmaz değildir öyle ki; bilinçli kalabalıklar oluşabilirse.!
Bizler belki savaşları durdururlar, birbirimizi yada doğayı katletmeye son verirler umuduyla kurumlara, organizasyonlara katılırız.
Lakin Birleşmiş Milletler dahil hiç bi kurum bunu başaramadı ve bu hiç olmadı dünya planında.
Savaşan bir zihinle , insana ve doğaya ulaşmak yada dokunmak çok kolay olmasa gerek.
Zihin aslında düşüncenin bir parçasıdır.
Psikolojik dünyanın ve bilincimizin içeriğini yaratan düşüncenin etkinliklerini anlamak son derece önemlidir.
Bunu kendimiz , sen, ben, biz, onlar için yapmalıyız. Ve beyin milyonlarca yıl boyunca evrilmiş bilgi , deneyim, ve anı toplamıştır. Bu olan bitende aslında zamanın bir sonucudur.
Zekanın eşlik ettiği SEVGİ ve ŞEFKAT..? bu duygulanım için bir seviyede bilgiye ihtiyaç vardır , diğer bir seviyede ise yoktur.
Beynimiz merkezden yani benden bağımsız olabilir mi?
Benlik dediğimiz ister süper, ister ultra olsun yine de benliktir. Buradan ulaşacağımız kulvar bencilliğe gelelim.
İnsanın bencillikten, ben –merkezli etkinlikten kurtulup kurtulamayacağını keşfetmesi gerekir.
Düşüncenin yaşamımızı etkileyen her hareketinden soyutlanmalı ve merkeze kendimizi koymamak için çok uyanık olmalıyız.
Sadece kıskançlık.Eğer kıskançsanız bunu gözlemleyin ve filizlenmesine lütfen fırsat vermeyin. Dönüşüm budur.
Tamahkar, şiddet dolu, hırslı biri olduğunuzda bunun kötülükle dolu bir dünya yarattığını görün.
Dünya giderek daha fazla rekabetçi,daha fazla saldırgan oluyor içimizdeki hayvani tabir edebileceğimiz duygular sanki herşeyi ele geçiriyor.
Düşüncenin zihin potasından sevgiye karşı çıktığını en küçük iletişimimizde dahi görebiliriz.
İnsan odaklı dönüşümde,asla sevgisiz düşünce ve karşı saldırı ile olmayacağını bilmemize çok yaklaştık gibi.!
Bunu tüm devletlerin sağlıklı düşünme yetilerini kaybettikleri kanısıyla yorumlarsak, sadece parti politikaları ile yada kendi güçleri, konumları ve ve itibarları ile ilgilenen meseleler olarak görmek öncelikli bir ayrıcalık oldu.
Eğer her devlet kendi halkını sahiden koruma derdinde olsaydı savaşlar olmazdı. Değil mi?
Globalizm rüzgarı tüm ulusları çekirdek bilincinden ve saygınlığından koparıp atarken , ayaklarımız üstünde durmalı ve sevgiyi, bilgiyi, önseziyi,kendine saygıyı yeniden canlandırmalı üstelikte şu kibire bir son verebilmeliyiz.
Öyleyse güzellik ‘’sen’’ olmasan yada senin zevklerin olmadan gerçekleşen birşey midir?
Kendine karşı dürüst ol. Kendini eşyanın dışında birşey ile eşleştir.
‘’Duyularını Etkin Kullan’’
İyi Günler...
|