İstiklâl Marşımızın Kabulünün 94. Yılı Kutlu Olsun. Mehmet Akif Ersoy’u Bir Kez Daha Rahmet ve Minnetle Anıyorum...
Bugün köşemi babam Hikmet Öner'e bırakıyorum.
MEHMET AKİF ERSOY
Veteriner (1873-1936)
Babası İpekli Tahir Efendi,
Yüksek Baytar Mektebini, 1893 de bitirdi.
Hocası Tahir Efendiden, derin ders aldı,
Dindar, Milli bir şairdi.
Şarkı, garbı bilen, bilgili, zeki ve tahir idi.
1921 de Türkiye arınarak geçmişten
Tertemiz doğuyor.
Tarihimizi dile getirecek,
Bir Milli marşa, ihtiyaç duyuluyor.
Milli Eğitim Bakanlığı yarışma açıyor.
Yüzlerce şair yarışmaya katılıyor.
Hiç bir ses çıkmıyor, Akif'den.
Kuşkulanıyor yakınları, böyle kutsal bir hizmeti,
Kuvvetli şair olan Akif, neden alıyor hafiften?
Sebebini Akif'e soruyorlar,
'Ödül var, ben Milli şiir için , ödül istemem' diyor.
Şartı kabul edildi,
‘Şanlı tarihimizi, sayfa sayfa
Dile getiren kudrette bir şiirdir ' dendi.
Şiir TBMMeclisi kürsüsünden,
Ünlü hatiplerden,
Hamdullah Suphi Tanrıöver,
Tarafından okundu.
Heyecanlanan bütün Meclis üyeleri,
Ayakta dinliyordu.
Üç defa tekrarı istendi.
Oy birliği ile bu şiire,
'İstiklal Marşımızın, güftesidir 'dendi.
Büyük şair Mehmet Akif Ersoy,
Bu şiirini, Türk Milleti' ne armağan etti.
Bu sebepten,
Ünlü eseri 'Safahat'a' katmadı
Şiiri tanınmış değerli bestecilerimizde
Osman Zeki Üngör besteledi.
İlk çalındığı zaman,
Büyük heyecan duyulan marşa,
Milli Marşımızdır denilerek,
Resmen kabul edildi.
Bu ilahi marşını, daima anacağım,
Şühedaya sarılan,
Dalgalandıkça Sancağım.
Ömrünün son günlerinde hasta yatağında,
Her daim ismi ilahi duyulur dudağında.
Rahmetli Mehmet Akif Ersoy
Son şiiriyle, etti kendini tarif.
Şu serilmiş gölgeme imrenmedeyim,
Ne saadetdir ki ondan bile mahrumum ben.
Daha yıllarca eminim ki hayatın yükünü,
Dizlerim titreyerek çekmeye mahkumum ben.
Çözüversem yükümün kör düğüm olmuş bağını,
Bana çok görme İlahi, bir avuç toprağını.
Dediği oldu, Rahmet-i Rahmana kavuştu.
Rahmetli Mehmet Akif Ersoy'um,
Dini, Milli büyük şair diyeyim.
Kurtulmaya yüz tuttuğumuz gün yaramızdan,
Kızmış bize talih, seni almış aramızdan.
Her yıl, gelecek gün ile gözler dolacaktır.
Kalpler kanayıp, ruhlara azap alacaktır.
Bilmem niye bıktın, ömrüne bu kadar erken.
Hüsran ile boğdun bizi, Yar'a yalnız giderken.
Ey Türk Milleti, Akif'e şükreyle ki ancak,
İstiklal şiiri ile yükselir bu Sancak.
HİKMET ÖNER
Yük. Or . Müh. Şair, Yazar
Ünlü Türk Destanları – Okat Yayınevi -1972
.
22 Ocak 1917 de Gümüşhane 'de doğdu. Medrese sahibi Müderris Müftü Hacı hafız Hasan Hilmi Efendi'nin torunu; Hacı hafız İsmail Hakkı Efendi'nin oğludur. Babası I. Dünya Savaşın'da şehit oldu. Yazar babasının ölümünden sonra doğmuştur. Dört kardeşin en küçüğüdür.
İlk ve Orta tahsilini Gümüşhane'de aldı. Trabzon Lİsesin'de ücretli okurken M.E.B imtihanını kazanarak Erzurum Lisesine yatılı geçti. Fen kolu mezunudur.
1942 de Istanbul Yüksek Ziraat Enstitüleri Orman Fakültesi'nden mezun oldu.
18. Devre Yedek Subay Okulu’nu Demiryolu Subayı olarak bitirdi.
Istanbul Pera’da daha sonra Nişantaşı Karakol sokakta ikamet etti. Ticaret hayatını benimsedi.
.
Dönem dönem Bakanlıklara (Orman konusunda) danışmanlık yaptı.
Arapca, Farsca, Fransızca, Almanca dillerine vakıf idi.
Evli, iki kız babasıydı.
ATATÜRK'DEN YANKILAR & ÜNLÜ TÜRK DESTANLARI kitaplarını yazdı ve yayınladı.
1982 senesinde vefat etmiştir.
|