Gönül isterdi ki verilen sözler tutulsun.
1 Mayıs 2010 ‘’1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’’ zamanın başbakanı tarafından, İstanbul Taksim’de 32 yıl sonra tekrar bayram havası içinde kutlanarak; övünç meselesi oluyor.
1 Mayıs 2015 dünyanın her yerinde kutlanan ‘’1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’’ geçen yıllarda olduğu gibi; İstanbul Taksim’de kutlanamıyor. Günün başbakanı için, hele ki tam genel seçim arifesinde dövünç kaynağı olacağı kesin görünüyor.
12 yıldır Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’de işçilerin sembol alanı olan Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamalarına izin vermiyorlar. İstanbul’da yollar yaya ve araç trafiğine kapatılıyor. Taksim Meydanı demir kafeslerle kapatılıyor. Metropol, yarı sıkıyönetim yaşıyor. Vapur seferleri iptal, metro, metrobüs çalışmıyor. Marmaray bazı duraklarda yolcu indiremiyor. Anadolu yakasından Avrupa yakasına ulaşımda zorluk yaşanıyor.Taksim Meydanı’na çıkan ara yollar bariyerlerle kapatılıyor.
Gönül isterdi ki Taksim Meydanı, Faruk Cimok tablolarında olduğu gibi; güvercinlerin mutlu insanların arasında uçuştuğu tablolarında ki gibi olsun. Oysa ki İstanbullu tedirgin, çoğunluk evinden dışarı çıkmayıp, gözü kulağı haberlerde, olaysız, kansız günün sonuna ulaşma dileğiyle; tedirgin bekleyişini sürdürüyor.
Geçen sene, meydanın yapım halinde olması (!), bu sene Avni beyin öngörüsüne sığınmak (!), 10 binden fazla polis, onlarca TOMAyı meydana yığarak; işcisine meydanını emanet etmeyi göze alamamak; düşündürüyor.
Gönül isterdi ki, 1 Mayıs Taksim, yasağının kalkmasını alkışlayan, övgülerle göklere çıkaran bir kısım medyanın, bu gün içinde tam aksini söylemeye yürekleri olsun.
Hür yaşamayı hak eden insanların, özgürce dolaşabilecekleri meydanlarına; yasak konularak girmeleri engellenirken; yukarıdan gelen ‘’Bayramımızı şenliklerle kutluyoruz.’’ söylemi kulaklara ne denli ulaşabiliyor?
Gönül isterdi ki, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü coşkusu, Taksim Meydanı tartışmalarına kurban olmasın. İşçi hakları sorunlarını konuşalım, sorunları masaya yatıralım. Çareler arayalım. Hükümet gergin, emekçi-işçi gergin…
1 Mayıs, emekçinin, işçinin günüdür. Emekçi ve işçinin sorunları çok fazla… Bir dokun, bin ah işit, durumu var. Geçim sorunları, yetersiz iş güvenliği, işverenle sorunlar, çocuklarına gerekli eğitimi verememe, bilgiye ulaşamama, yoksunluk sorunları var. Yıllardır sonuca bağlanamayan taşeron sorunları var. Sendikasız emekçiler, çocuk işçiler sorunu, kadın işçilerin durumu, Soma, Ermenek ve diğer maden işçilerinin hala süregelen sorunları ivedi olarak çözüm bekliyor. Geride kalan dul ve yetimlerine verilecek yardımların ellerine tam olarak ulaşmadığı görülüyor.
Gönül isterdi ki 1 Mayıs 2015 günü, meydan inatlaşmasının ötesinde, dayanışma sözcüğünün içini dolduracak, çözümlere varılabilsin. Hükümet, devlet babalığını yaparak, işçisini emekçisini kucaklayarak, akılcı platformlarda toplasın, çaresizliklerine merhem olsun.
Çok mu zor?
‘’1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’’ kutlu olsun.
|