Taksim Cumhuriyet Anıtı, Cumhuriyet’in İstanbul’daki mihenk taşıdır. Türklerin, batıya dönen yüzünün sağlam bir nişanıdır. Yıl 1928'de Türkiye'nin, İstanbul’da ki ilk meydanında, ilk anıtı, ilk Cumhuriyet sembolü açılır.
Paylaşılamayan, çeşitli tartışmaların zemini, son günlerin adından çokca paylaşılan Taksim Meydanı'nın yapım ve siyasal tarihine bir göz atalım; hatırlayalım istedim.
Pera (Beyoğlu, şimdiki İstiklal Caddesi) 1732 senesinde suların dağıtımı için yapılmış olan maskem ile son bulur. Oradan sonrası artık şehir dışıdır. Bugün ki Osmanbey'e doğru, Topçu Kışlası, Taşkışla, Talimhane, Harbiye gibi askeri alanlar yer alır. Topcu Kışlası, İstanbul’un işgalinden, Cumhuriyet yıllarına ulaşana kadar farklı işlere ev sahipliği yapıyor. İşgal kuvvetleri de kullanıyor, içinde futbol da oynanıyor.
Taksim Anıtı işte tam Pera’nın bitimiyle (İstiklal Caddesi), Taşkışla’nın kavuştuğu noktaya dikiliyor. Anıta yüklenen anlam çok büyük; çünkü sembol olarak bir sınır çizerken, aynı zamanda da bir buluşma, birleşme noktası sorumluluğuna sahip bir yapıt olma yükünü sırtlamış görünüyor.
Taksim Cumhuriyet Anıtı, açılan yarışmayı kazanan, İtalyan heykeltraş Pietro Canonica’ya yaptırılmış; iki genç Türk mimar Hadi Bara ve Sabiha Bengütaş’ın yardımlarıyla, tamamlanmıştır. Anıtın, kaide ve çevre düzenini mimar Giulio Mongeri yapmıştır.
Cumhuriyet dönemi anıtları gibi Taksim Anıtı da figüratif bir anlatımla Atatürk'ü ve kurulan yeni düzeni topluma tanıtan heykellerden oluşmuştur. Taksim Anıtı’nın 11 m yüksekliğindeki kaidesi, pembe Trentino ve yeşil Suza bölgesi mermerlerinden yapılmıştır. Pietro Canonica,Taksim meydanının adının İstanbul'a suların bu meydandan taksim yapılması nedeniyle verildiğini öğrenerek anıtı bir havuz şeklinde tasarlamışsa da, parası ödenmeyince, havuz kısmı yapılamamıştır. Anıt aslında yarım kalmıştır.
Anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı'nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiye'sini simgeler. 1928'de Talimhane Caddesi ve İstiklal Caddei’nin Sıraselviler aksı üzerine yerleştirilen anıtın, kuzey yüzünde Mustafa Kemal, askerlerinin önünde görülmektedir. Diğer yüzünde, sivil giysileri ile Mustafa Kemal Atatürk yanında İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak yer almakta; askerler ve halkla birlikte, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu canlandırılmıştır. Anıtın bu yüzünde Atatürk'ün ardında Sovyet general Mihail Frunze ve Kliment Voroşilov'un heykeli vardır. Kurtuluş Savaşı'ndaTürkiye'ye verilen Sovyet desteğinin minnettarlığı bu şekilde belirtilmiştir. Anıtın yan yüzlerinde birer asker heykeli, üstlerindeki madalyonlarda ise iki kadın portresi yer almaktadır.
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na dikkatle bakınca; Beyoğlu'na dönük kısımda batılılaşmayı simgeleyen yüzünü; Harbiye'ye dönük kısmında ise askeri zaferi anlatan yüzünü görüyor olmamız, bir tesadüf olarak açıklanabilir mi?
Taksim Cumhuriyet Anıtı yapıldığında, Taksim Kışlası yerindeymiş. Taksim ve çevresinin yeni baştan düzenlenmesi kararıyla, İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lütfü Kırdar zamanında; batılı şehirlerde ki meydan örneğinden hareketle, harap olduğu düşünülen kışla, 1939 senesinde yıktırılmış. Henri Prost projeyi hazırlamış. Taksim Meydanı, Paris’te ki parklar gibi bir Gezi Parkı kazanmış. Dr. Lütfü Kırdar, 1940 da gezi parkının açılışını yapmış.
Savaştan çıkıp, barışa kavuşmayı; yokluktan gelip Cumhuriyet'in parlak geleceğine geçişin inancını vurgulayan Taksim Cumhuriyet Anıtı, çevresi düzenlendikten sonra, ulusal günlerde İstanbul'da, çoşkuyla yapılan törenlerin merkezi olmuştur.
Seneler içinde bu çoşkunun zaman zaman kana bulanak, belleklerimizde acılar bıraktığı günler yaşanmıştır.
16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul Taksim meydanında ABD'nin 6. Filo'sunu protesto etmek için 76 gençlik örgütünün toplandığı sırada meydana gelen olaylarda TİP üyesi Ali Turgut Aytaç ve işçi Duran Erdoğan öldürülmüş, 200 kişide yaralanmış; bu olay tarihe ''Kanlı Pazar'' olarak geçmiştir.
1 Mayıs 1977 İşçi Bayramında, 34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı olay da ''Kanlı 1 Mayıs'' olarak tarihe yazılmıştır. İşçi Bayramı`nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK`in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı`na yürüyerek çıkmış; miting uzamış; Saat 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmuş; Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelin çeşitli katlarından açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başlamış; Etap Marmara Oteli`nin (Bugün The Marmara Oteli) de üst katlarından da ateş açılmıştır. 28 kişi ezilip, boğularak, 5 kişi vurularak, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirmiştir. 130 kişi yaralanmış, 470 kişi göz altına alınmış, olay halen aydınlatılamamıştır.
16 Haziran 2013 tarihinde başlayan, Gezi Parkı protestolarının anıları acılarıyla; hala taptaze burnumuzu sızlatmakta ve hala gündemde ki yerini korumaktadır.
Rejimin hakimi olmak, Taksim Meydanı'nın hakimi olmakla eşdeğer tutulmakta; Taksim adının anlamına inat, ne ilginçtir ki bir türlü Taksim Meydanı paylaşılamamaktadır.
|