Türk Halkı, AKP’ye yeter dedi. Seçmen, bunu demek için HDP’ye oy vererek, barajı atlattı. HDP’yi AKP’ye tampon yaptı. AKP hassas sorunları iyi okuyamadı, krizleri idare edemedi. Yanlış yaklaşımlar, yapılan güzellikleri bir çırpıda siliverdi.
20 parti, 165 bağımsız aday’ın katıldığı 2015 Milletvekili seçimlerinde 4 parti TBMM’ne girme hakkını kazandı. 46.235.328 seçmen katılımıyla, 174.220 sayıda sandıkta oy kullanıldı. 44.954.665 geçerli oy pusulası ile sonuçlar belirlendi. AKP 72 milletvekili kaybetti. CHP iki milletvekilini HDP ye verdi. MHP az oy kaybıyla durumunu korudu denebilir. HDP seçmen sayısını ikiye katlayarak, barajı aştı; 35 olan milletvekili sayısını, 60 a çıkardı.
% 86,6 ile seçmen katılımının en yüksek olduğu milletvekili seçiminden, AKP birinci parti olarak çıkmıştır ama hükümetten düşmüştür. İktidarı kaybetmek bir zafer olabilir mi?.. Evet, ancak ‘’Türkiye’nin omurga partisiyiz’’ tesellisine sığınılabilir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AKP başbakanlığı kimliğinden sıyrılamaması; eş başbakan edasıyla, devletin imkanlarını seferber ederek, seçim propagandası yürütmesi; başkanlık sisteminde direnmesi; Ak Saray Külliyesi tartışmaları AK Partiye yol, elektrik, su olarak geri dönmüş gözüküyor.
CHP uğradığı oy kaybıyla, AKP’yi iktidardan etmiştir. Burada CHP’den HDP’ye kayan emanet oyların büyük bir rolü olmuştur. CHP’ye iktidarda yer alma yolu açılmıştır.
MHP oylarını arttırmış, 60 milletvekili ile TBMM de yerini almıştır.
HDP barajı geçerek, Türkiye’nin her ilinden ve her parti seçmeninden oy alarak mecliste yerini almıştır. İster beğenelim, ister beğenmeyelim, Selahattin Demirtaş’ın kişiliğinde, emanet oyları toplayabilmiş; demokratik ortamda, barış içinde, kardeşçe yaşam arzusuyla, insanları ayırmadan, kucaklayan söylemleriyle TBMM çatısı altında; 60 milletvekili ile yer almıştır. Kadın eş başkanı, en çok kadın milletvekiline sahip parti olarak, meclise enerji katacağı kesindir. Fevkalade olan, Demirtaş’ın sırtına yüklenen misyonun sorumluluğunun bilincinde oluşudur.
Demokratik standartlarda gerileme; gerçek bağımsız, insan haklarına saygılı yargı ihtiyacı; Avrupa Birliği hedefinin göz ardı edilmesi; çözüm sürecinin sürdürülememesi; ülkeyi olumsuz etkilemeye başlamış; risk algısı yükselerek, yabancı yatırımcıya ülkemizden el çektirmiştir. Yerli yatırımcı ise, yargıya güvenini kaybederek, yatırımlarını yurtdışına kaydırmıştır.
ÜLKE RENKLERİ Meclis’te
25. Dönem Milletvekili Seçimleri sonucunda ülkenin tüm renkleri TBMM'de görev yetkisi almış; halk tüm renkleriyle, meclise demokratik bir temsil yetkisi vermiştir.
Seçmen, köprü, yol, metro yapmanın başka, gönül almanın başka olduğunu; öfkesini demokratik yolla sandıkta boşaltarak ve yeni bir döneme kredi vererek göstermiştir.
Seçmen partilere ‘’Birlik olun’’ mesajı vererek, ikaz etmiştir. Hiçbir parti zafer çığlıkları atacak durumda değildir. Dört parti de şapkayı çıkarıp masaya koymalı ve iyi düşünerek hareket etmelidir. Kapsamlı, sağduyulu değerlendirmelere ihtiyaç vardır.
Bu meclisten bir hükümet çıkmalıdır. Şimdi meclise giren milletvekillerine düşen görev; halktan aldığı yetkiyi Türkiye cumhuriyeti çıkarları doğrultusunda kullanmak olmalıdır.
Bu kapsamlı temsil, yeni anayasa için tüm partilerin içinde olduğu, demokratik meclis ortamında; gerçek demokratik bir anayasa yapılması için fırsat olabilir.
Seçmen erken seçim değil, koalisyon istemiştir. Olası bir erken seçim bu tabloyu ne kadar değiştirebilir ki? Alınacak acil kararlar vardır; masa üstünde ki çözüm süreci dosyası beklemeye gelmeyebilir. Oysa ki dış ve iç yatırımlar belirsizlik sevmez. Etkilenir, kuşkulanır ve bu durum ekonomiye son derece olumsuz yansıyarak, ülkeyi sıkıntı içine sokabilir.
Bugün başlayan yeni süreçte, ülkemizdeki istikrar ve güven ortamının, demokratik kazanımlarımızın korunması için tüm siyasi partilerin gerekli hassasiyeti göstereceğinden eminim.
2015 yılı 25.Dönem milletvekili seçim sonuçları ülkeme hayırlı olsun.
|