Çamlıhemşin yaylaları bozulmamış tabiat zenginliği, ekolojik doğal farklılığı ve peyzaj bütünlüğünün sunduğu görsel şölen ile doğa dengesi korunması şart olan bölgelerimizdendir.
Yaylacılık turizminin son yıllarda önem kazanması sonucu Pokut, Fırtına ve Ayder Yaylaları’nda, yaz aylarında artan nüfus hareketliliği ile ciddi bir yoğunluk yaşanıyor.
Eskiden yaylalara patikalardan ulaşılarak, doğanın yaşam döngüsü korunuyordu. Fırtına Vadisi’nde aslında her yaylanın yolu vardır. Toprak yolların ille de beton olması mı gerekir? Fırtına vadisi ülkenin en büyük doğal SİT alanı ve Milli Park’tır. Çift şeritli beton yol, bölgeye onarılmaz ziyanlar verecektir. Hizmet getirmek anlamında yol yapımı kulağa çok güzel geliyor olsa da, olumlu görünen bu yapım, meralarda ekosistemin ve peyzaj bütünlüğünün yara almasını önleyemeyecektir. İş makinalarının girmesiyle, orman ve meralar geri dönüşü mümkün olmayan yaralar alacaktır.
Yol açılarak, Yayla Turizmi’ne katkı sağlanacak olması, eşiz tarihi dokunun üzerinden acımasızca geçilecek ve dağlara büyük zarar verecektir. Dağlar yara alacak, yapılacak yoldan ağlar; yaylaların geleneksel yapısına bozacak; taş ve ahşap mimari, beton bloklara dönüşecektir.
Turist sayısı arttırılmak istenirken, doğal yapının bozulmasıyla tam tersine, yaylalar büyüsünü kaybedecek, özelliğini yitirecektir. Gürültü, eksoz dumanı, kirlenen dağ suları etkileriyle, beslenemeyen dağ hayvan türleri azalıp yok olacaktır. Yapılacak araç yolunun, doğal yaşamı kucaklamış, yaşlı ormanların ortasından geçerek, gür bitki örtüsünü yok edip, ekosistemi yaralayıp, yüzyıllık patika yolların hiçe sayılması, düşünüyorum da ne getirir, ne götürür? Bunun hesabının iyi yapılması gerekmektedir.
Yunanistan neden hala turizmden büyük gelir elde etmektedir? Çünkü hala kıyılarda ve adalarda ki tepelere patika yollarla ulaşılarak doğal yapı korunmuş, betondan uzak tutulmuş, ulaşım yürüyerek veya katır sırtında yapılmaya devam etmektedir.
Sal Pokut’a 2004 yılında yapılan araç yoluyla ulaşılabiliyordu. Birkaç sene sonrasında Hazindağ Yaylası’na gidecek yolun inşaatı ise çevreye zarar vereceğinden dolayı mahkeme kararıyla, tedbiren durdurulmuştu. Yol yapımı başlar başlamaz, hemen evler pansiyona dönüştürülmüştü. Karadeniz’in yaylalarının birbirine 2600 kilometrelik Yeşil Yol- bence BETON YOL ile bağlanacağı proje bir doğa katliamıdır. Büyüleyici bir coğrafyanın betona teslimidir. Yolun ardından beton 5 yıldızlı oteller dikilecek, çevre kirliliği baş gösterecektir.
Rengarenk, eşsiz çiçeklerle bezeli dağlar, kestane, ladin, gürgen ağaçları, kuşların cıvıldadığı yaylalar; sıradağların zirvelerinde kar ve derelere akan doğal sular; yağmur ve nem ile bereketlenen topraklarla beslenen rüya yaylalar. Ahşap evleriyle, Kaçkarların en güzel yaylalarından biri Hazindağ, Alpin florasının eşiz örneklerini koynunda barındıran Kapılı Gölleri; Verçenik eteklerinden doğan Fırtına Deresi, Denizalası’nın doğal yaşam ortamı, büyüleyici Doğu Karadeniz yaylaları…
Çamlıhemşin ilçesi, yaylalara beton yol yapılmasının karşısında duruyor. Çok da iyi yapıyorlar. İş makinalarının önüne bedenlerini siper ettiler çünkü çok iyi biliyorlar ki, yol yapımı yaylalarının ölümü olacak. Mevcut toprak yolların ıslah edilmesi, küçük ATM gibi araçların kullanımıyla ulaşım sorununda ki pürüzlerin giderilmesi pek ala mümkündür.
Fırtına İnsiyatifi üyelerinin, sivil toplum kuruluşları ve yöre halkıyla birleşerek sürdürdükleri bu direniş doğrudur.
Beton Yol’a Yeşil adını takarak, milleti aldatmak olmuyor, milletin alnında ‘’Enayi’’ yazmıyor. Yeşil Yol-Beton Yol projesi tamamiyle bir hatadır.
|