‘’Tiyatro aşka benzer. İnsanı hazin hazin ağlatır. Ama verdiği acının gücünde bir başka tat bulunur. Tiyatro evrene benzer. İnsanı doya doya güldürür. Ama yansıttığı tuhaflıklar, gülerken ağlamak için istekler doğurur.’’ Der Namık Kemal...
Dünya Tiyatro Günü’ne giden uzun yol, 1954 İlkbaharı’nda, Paris'de doğar. deneysel çalışmalarını sergileyecek yabancı topluluklara açık bir festival olarak doğar. Fransız A.M. Julien bir tiyatro festivalini düzenleme düşüncesiyle yola çıkar. "THEATRE DES NATİONS" (Uluslar Tiyatrosu), çeşitli uluslardan davet edilen tiyatro topluluklarının Paris'e gelip, çalışmalarını sergilemeleriyle start alır. 1955 ve 1956 yıllarında etkinlikler, o kadar beğenilir ki; 1957'de festival resmi nitelik kazanır.
Nitekim 1957 yılı İlkbaharında Mart- Temmuz arası, Paris'te "Sarah Bernhardt Tiyatrosu"nda, 16 topluluk 9 değişik dilde birbirinden başarılı oyunlar sergilerler. Evrensel Tiyatro Festivali durumuna gelen A.M.Julien’in projes oyunlarının oynandığı ilk tiyatroya adını veren Sarah Bernhardt kimdir?
Üstün oyunculuk gücü, çarpıcı güzelliğine eklenen, etkileyici sesi ile ''İlahi Sarah'' olarak anılan Sarah Bernhardt bir yıldızdır. Oscar Wilde tanrıça edası olan 19. yüzyılın en büyük Fransız oyuncularından Sarah'a bu şekilde seslenir.
1844 Fransa doğumlu, Sarah 1861' de 17 yaşında Paris Konservatuarı oyunculuk bölümüne girer. Sonrasında Comedie-Française'e kabul edilir. Burası Fransanın en ünlü ulusal tiyatrosudur. Bir aile dostunun aracılığıyla girdiği bu okuldan da ayrılmak zorunda kalır. Çünkü, kardeşine kaba davranan bir kadın oyuncuyu tokatlar.
Odeon Tiyatrosu’na katılır ve orada çalıştığı altı yıl içinde, oyunculuk yeteneğini kabul ettirerek, ünlü tiyatro oyuncuları arasında yer alır. Başarısı, Sarah'ın yolunu tekrar Comedie-Française ile birleştirir.
Jean Racine'in ‘’Phedre ‘’adlı oyununda Phedre rolü ona verilir. Sarah Bernhardt, tutkuyla oynadığı bu rolle tiyatro eleştirmenlerini o kadar şaşırtır ki; beğeniler sonsuzdur..
Sarah hayranlarını eğlendirmekten ve şaşırtmaktan büyük bir zevk alan bir yapıdadır. Herkes gibi geceleri o da yatağında uyumaktadır ama etrafa geceleri bir tabutta uyuduğu haberini yayar. Bununla da yetinmez; bir tabutun içinde uyur vaziyette fotoğraf çektirir ve yayınlatır. Ve buna benzer olaylarla basında yer alır. Sarah hayatı ciddiye alır ama onunla dalga geçmekten de büyük keyif duyar.
Artık Shakespeare gibi klasik oyunların başrolünü oynamaktadır. Hamlet'te ve diğer başka oyunlarda erkek rolü bile oynamıştır. Her rolün yıldızı Sarah, duygularını, ayrıntılı bir biçimde seyirciye aktarma özelliğine sahip olmanın ayrıcalığını taşımaktadır. Sesini eşşiz olarak nitelendirirler ve ''altından bir çan '' olarak tanımlarlar. Viktor Hugo, Sarah'a ''altın ses'' der. Tiyatronun dışında ki eğlenceli ve hayat dolu kişiliği ile zarafeti ve güzelliği birleşince; hayranları günden güne artar.
Tiyatro kariyerinin yanı sıra Kitaplar yazar. Sessiz film döneminin aktristlerindendir. Ligne prensi, Belçikalı Henri ile ilişkisinden tek çocuğu olan Maurice Bernhaardt (1864) doğar. 1882 de Yunanlı Aristides Damala ile Londra'da 1882 yılında evlenen Sarah'ın bu evliliği, kâğıt üzerinde Artisdes'in 1889'da 34 yaşında ölümüne kadar sürerse de; daha ilk yıllarında sona erer. Çünkü Damala, morfin bağımlısıdır. Sarah evliliğinin son yıllarında İngiltere Kralı Edward VII. ile bir ilişki yaşar.
Ünü Fransa'dan New York'a kadar uzanır. İstanbul'a da üç kez gelmiş, temsil vermiştir.
1905’te Güney Amerika turnesi sırasında "La Tos-ca"nm son sahnesinde korkuluktan atlarken sağ dizini incitir. 1915’te kangren olunca bacağı kesilir. Birinci Dünya Savaşı'nda cephedeki askerleri tekerlekli sandalye üzerinde ziyaret eder. Louis Verneuil, Maurice Rostand ve Sacha Guitry’nin kendisi için yazdığı oyunlarda, oturarak oynar. sahne aşkı o kadar yoğundur ki kariyerine, tahta bir protez ayak kullanarak devam eder. 1915'te Amerika'da başarılı bir turnenin ardından; Fransa'ya geri döner ve kendi prodüksiyonlarında ölene kadar oynar. Fiziksel durumu yüzünden sahne üzerine hareket edemez ancak yaşlılığına rağmen değişmeyen sesi ile izleyicileri etkiler.
Öleceğine yakın günlerde Paris’teki evinde çekilir. "Geleceği Gören Kadın" filmi son çalışmasıdır. 26 Mart 1932'de hayal ettiği gibi sahnede ölür ve Fransa'daki Pere Lachaise Mezarlığı'na gömülür.
İş Bankası Kültür yayınlarından çıkan, Fadime Kahya çevirisiyle, Artur Gold ve Robert Fizdale'nin ''Sarah Bernhardt'' adlı kitabından, bu eşşiz yıldızın hayatına tanıklık edebilirsiniz.
İlahi Sarah Bernhardt der ki '' Biri sizi bir defa aIdatırsa suç onundur. İkinci defa aIdanırsanız biIin ki suç sizindir.''
|