10.cu Erguvan İstanbul, Geleneksel ve Modern Sanatlar Sergisi, bu sene 10.yılını kutluyor. Konuk ağacı, Kiraz (Sakura) olan sergi, 23 Nisan 2016 da Sultanahmet Marmara Üniversitesi Orta DoğuAraştırmaları Enstitüsü’nde açıldı.
Gazeteci-yazar Hüseyin Emiroğlu’nun öncülüğünde kurulan ve yürütülen etkinlik; Erguvan severleri bir araya getiriyor. İstanbul Erguvan Gönüllüleri’nin düzenlediği uluslararası karma sergi; sanat alanında her türlü malzeme ve tekniğe açık olarak ‘’Erguvan agacı’’ konulu çalışmaların sergilenmesiyle oluşturuluyor. Hat, tezhip, ebru, minyatür, katı, keçe, dokuma gibi geleneksel sanatların dışında; resim-heykel gibi modern sanat eserleri de yer alıyor.
Erguvan sözcüğü, dilimizde bir renk değeri olarak yer alır. Mor ile Pembe’nin ara renklerinden oluşan bir ton skalasıdır. Erguvan ağacı, İstanbul’un simgesi olmuştur ve Ortaçağ’dan beri bilinmektedir. İlkbahar’ın doğa ile ilk uyanan, yapraktan önce çiçek veren ilk ağaçlardandır. Erguvan, baharın, müjdecisi, rengidir de diyebiliriz. Erguvan ağacının, anayurdu Akdeniz'dir. Hıristiyan mitolojisinde simgesel bir anlamı vardır. "Yahuda ağacı" olarak bilinir. Rivayet odur ki; önceleri erguvan çiçekleri bembeyazmış; saflık ve temizliği ifade edermiş. İsa'yı ele veren Yahuda kendisini Erguvan ağacına asınca çiçekler renk değiştirerek; utançtan kızarmış, morarmış.
Tabiat mirası olan Erguvan, Osmanlı'dan önce Boğaziçi'nde var olan doğal bir ağaç türüdür. Bazı Osmanlı padişahlarının fermanlar çıkararak, eksilen ağaçların yerine yeni erguvanlar dikilmesini emrettiğini biliyoruz. İstanbul'un rengi Erguvan; ağaçlarının, pembe çiçek açan zarif dallarıyla kente getirdiği renk cümbüşüyle, Boğaz'ın Anadolu ve Avrupa kıyılarında asırlardır, İlkbaharı müjdeliyor.
Bilim, kültür ve tarimizin abide şahsiyetlerinden Prof.Dr. Süheyl Ünver’in, 1966 yılında Sabah gazetesinde çıkan bir yazısını vasiyet kabul eden öğrencilerinden Dr. Haluk Dursun; Boğaziçi’nde ‘’Erguvan Seyirleri’’ düzenleyerek, hocanın izinden yürümüştür. Dr. Haluk Dursun’un teşvikleriyle, kendilerini Ünver’in evlatları kabul eden ‘’Erguvan İstanbul Gönüllüleri’’ 2002 yılından beri; Hüseyin Emiroğlu’nun önderliğinde, destekcileriyle, kocaman bir aile olarak, Erguvan Etkinlikleri ve 2006 yılından beri de Erguvan İstanbul Sergileri düzenliyorlar.
Baharın müjdecisi ve İstanbul'un rengi erguvan ağaçlarının, pembe çiçek açan zarif dallarıyla kente renk getirdiği gibi, edebiyata ve sanata da renk ve ruh getirdiği açıktır. ‘’Purple’’ padişahların, yani asaletin rengidir. Şiir, hikaye, makale olarak edebiyatımıza sızmış, plastik sanatçılarının eserlerine konu olmuştur.
Bir Erguvan ağacının yetişmesi 25-30 sene alır. İstanbul'da binlerce erguvan ağacı var. Bazı yaşlı Erguvan ağaçları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore ediliyor ve bakımı yapılıyor. Yurdumuzda, Erguvan ağaçlarının, İstanbul'un tabiat mirası olarak, koruma altına alınması; Japonya’nın Kiraz Agacı (Sakura) ile kardeş kabul edilen Erguvan ağaçlarının arasına, Sakura’ların dikilmesi; Erguvan Tarihi ve turistik kültürel mirasımıza sahip çıkmak adına sevindiriyor.
10. ERGUVAN İSTANBUL Geleneksel ve Modern Sanatlar Sergisi, yıllar içinde uluslar arası platforma taşınıyor . Geçen yıl eserlerin bir bölümü, 10 Haziran'da Tataristan Milli Müzesi'nde, Tataristan'ın başkenti Kazan’da da sergilendi. Bu yıl da eserlerin bir bölümü Japonya’da sergilenecek.
Diyebilirim ki;
Sırrı tarihte yatar, boğaz sırtlarından
Her bahar uzanır göğe, kalakalırsın.
Rengine gizlemiş,yaşamı aşkı
Sen kuru dal sanırsın,
Mor-pembe tonlarında patlar, şaşakalırsın.
Binbir yürek atışı gizli, cilveli pembe çiçeğinde
Kokmaz, bulaşmaz ama ışık saçar
Kuru dallarına sonsuz yaşam aşılar, bakakalırsın.
Diyebiliriz ki;
Her İlkbahar, yeşil yapraklarının arasında kaybolmaya başlamış Erguvan Ağaçları; doğa uyanışının coşkusunu dallarında taşıyan Sakura Ağaçları; baharın aşka gelmiş doğa halini, dünyaya görsel bir şölenle ilan ederler.
|