Bir çocuk, yaşamı boyunca kaç kere anneeee! diye bağırır acaba?
Anne, annee, anneeeeeee!
Annem, anneciğim.
Ana, anam, anacığım, anaaaaaa! diye kaç kere seslenir?
Evlatlar seslendiğinde ya ses vermezse analar...
O ana öldürülmüş, ölmüş ya da evladından ayrı düşürülmüş ise...
Bir ana ömrü boyunca kaç kere çocuğunun ismini söyler?
Kaç kere, yavrum, civanım, gözümün nuru, yiğidim, nazlı kızım, birtanem, şekerparem,
minik kuzum, aslanım, prensesim ya da prensim diye seslenir?
Anneler seslendiğinde ya ses vermezse evlatlar...
O evlat, kaybolmuş, anasından ayrı düşürülmüş ya da anası nefes alırken o toprağın altına mahkum edilmişse... Anası daha bi rahat yaşasın diye Şehit olmuşsa...
Ve düşünürsünüz.
Erkek terörü kol geziyor. Durmuyor ve hızlanıyor.
Kadınlar ve çocukları, erkeklerin hain pusularının kurbanı oluyorlar.
Kadınlar ve çocuklar en yakınları tarafından canice katlediliyorlar.
Peki bu erkekleri hangi analar, hangi babalar yetiştiriyor?
Bu yıl Anneler Günü'nü daha bir kutlayasım yok!
Bu yıl, Anneler Günü dolayısıyla, kadın erkek hepimizi; şapkayı önümüze koyup düşünmeye davet ediyorum.
Ana deyip göğsünden süt emdikleri, kadınım deyip göğsünde şehvete erdikleri, kızım-oğlum deyip, gögüslerine bastıkları; kadın kısmını ve çocuklarını neden, niçin öldürüyorlar?
Kadınların göğsünde büyüyen ama O'nları kalplerinden vuran erkeklere soruyorum?
***
Annee!
Anneeeeee! Diye çığlık atasım var da, yıllarca duyuramadığım sesimi, artık hiç duyamaz, biliyorum.
Ana olmayı beceremeyen bir kadının çocuğu iseniz, Anneler Günü'nü sevmeniz mümkün değildir. O'na hak vermiş olsanız bile, mümkün değildir.
Her kadın, nasipse doğurur ama her doğuran ana olamaz.
Ana olmak bambaşka bir meziyettir. Emek ister, sabır ister, vicdan ister.
Sadece gidenleri rahmetle anar, gerçek anaların ellerinden öpe kalırsınız.
***
Ve düşünürsünüz.
Yaşamın bütün günleri biz annelere aitken, dağ gibi yüreğimizi tek güne sığdırmak mümkün olabilir mi ki?
|