Laik Cumhuriyetimize ışık tutan eserleriyle, sahip çıkan; Türk milletinin gönlünde özel bir yeri olan Turgut Özakman, 1 Eylül 1930 yılında gözünü açtığı dünyaya, 2013’ ün 28 Eylül gününün, dökülen yapraklarına kapılarak, yaşama gözlerini kapadı.
Hazindir Eylül ayı... Yıldızları koynuna almayı sever. Yazar, tiyatro ve edebiyat dünyasının duayenlerinden Turgut Özakman öldüğünde 83 yaşındaydı. ''Genellikle insanlar doğum günlerini takip eden günler içinde ölürler'' denir ya, bu da işte öyle bir şeydi ...
Turgut Özakman, ilk oyununu 16 yaşında yazdı. ''Pembe Evin Kaderi'' adlı oyun sahne aldığında 21 yaşındaydı. Hukuk okudu, avukatlık yaptı ama yazının çekiciliğine karşı koyamayarak; Köln Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi aldı. Özakman akılcı, kıvrak zekasıyla kalemi çok güçlü bir oyun yazarıydı. İletişim dünyasına ve tiyatro eğitimine, Bilgi Kitapevi’nden yayınlanan ’’ Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği’ ve ''Radyo Notları'' adlı kitabıyla katkılar sağladı. TRT kurumu Merkez Daire Başkanlığı yaptı. Radyo oyunları yazdı. A.Ü. Dil veTarih-Coğrafya fakültesi, Tiyatro Kürsüsü'nde‘’Dramatik Yazarlık'' dersleri verdi.
Yazma tutkusu o kadar derinden ve doğaçlama geliyordu ki, akıcı üslubuyla 1965 itibariyle roman yazmaya başladı. ''Korkma İnsancık Korkma, Romantika'' romanlarıyla Türk Edebiyatı içinde kısa zamanda yerini aldı.
1948 yılı itibariyle, titiz bir çalışmayla belgeler, kitaplar ve anılar biriktiren yazar; gerçek bilgilere dayanan olaylara dayalı sayısız eseriyle, Türk Milleti'nin geçmişine ışık tuttu. Hafızalarımızı parlattı. Turgut Özakman, Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmiş dönemlerini, anlatıp, tanıtarak yeni nesillere aktardı. '' Şu Çılgın Türkler'' romanıyla Edebiyat dünyasını salladı. Ardından ''Diriliş, Çanakkale 1915'' ve ''Cumhuriyet Türk Mucizesi'' üçlemesi geldi.
2005 yılında piyasaya sürülen, 50 yıla yakın bir sürenin emeği olan, Kurtuluş Savaşı'nı romansı bir dille anlatan ‘’Şu Çılgın Türkler’’ adlı belgesel-romanı, haftalarca çok satanlar listelerinde ilk sırayı kimselere kaptırmadı.
Şu Çılgın Türkler, Üç Destan Keloğlan, Ocak, Karagözün Dönüşü, Ben Mimar Sinan, Ak Masal Kara Masal, Güneşte On Kişi, Töre, Deli Bayramı, Komşularımız kitapları, senaryolaştırılarak; Şehir Tiyatroları sanatçıları tarafından oynandı.
Üstün hizmetleri nedeniyle 28 Eylül 1998’de Anadolu Üniversitesi'nce, 2006 yılında Ege Üniversitesi'nce ve 2007 yılında, mezun olduğu ve uzun yıllar görev yaptığı Ankara Üniversitesi'nce ‘’Fahri Doktor’’ ünvanına layık görüldü. Ayrıca, 2006 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Özakman'a ‘’Üstün Hizmet Ödülü’’ nü verdi. Eskişehir Belediye Başkanlığı, 2002 Nisan ayında açtığı ikinci tiyatroya '’Turgut Özakman Sahnesi'’ adını vererek, sanatçıyı onurlandırdı.
Hasta olduğu süre içinde bile dinlenmeden günde 8-12 saat çalışan Özakman ’’ Şu Çılgın Türkler’’ kitabını çıkardıktan sonra , Türkiye'nin her yanına giderek okurlarıyla buluştu. Rahatsız olduğu dönemlerde bile fuarlarda cam kulübe içinde kitaplarını imzalamaya devam etti. Gördüğü heyecan, çoşku dolu ilgi ve sevgiyle milyonlarca okurunun kalbinde taht kurduğunun bilincindeydi. O ölmeden önünü ardını görebilen Allah’ın nadir kullardan biriydi.
Her Eylül ayı geleneği bozmayarak, yaprak dökümünü gerçekleştiriyor. Değerlerimizi, sevdiklerimizi aramızdan alıp, ebediyete göndermeye devam ediyor. Doğduğumuz andan itibaren büyüdüğümüze sevinirken, ölüme adım adım yaklaştığımızı, nasıl da unutuyoruz, değil mi?
Ardında güzel bir iz bırakarak yokluğa karışmak... İşte bütün olay bu! ‘’Ardında İz Bırakmak'' her kişiye nasip olmuyor. ''Çanakkale'' romanını yazarken, 8 ay gerçekten eve kapananTurgut Özakman, iz bırakmanın izini takip eden özel bir kişilikti.
Okuyalım! Atatürk'e inanarak İstiklal Savaşı'nı kanıyla canıyla kazanan; ninelerin torunların, oğulları ve kızları, çocukları, torunlarıyız biz!Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında yaşıyorsak okuyalım!
Okuyalım. Turgut Özakman'ın CUMHURİYET, Türk Mucizesi', ŞU ÇILGIN TÜRKLER, DİRİLİŞ, Çanakkale 1915'i okuyalım.
Bir kez daha okuyalım ki geçmişimizi, nereden geldiğimizi hatırlayalım ve geleceğimizi inşa edelim.
Çılgın Türk Özakman sonsuza dek hatırlanacaksın, mekanın cennet olsun.
|