Bugün, Cumhuriyet Bayramımızı yürekten kutluyoruz.
''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir '' cümlesini şehit kanlarıyla toprağına ilmek ilmek işleyen Atatürk Türkiyesi kadını olmanın gururunu, bayramımı kutlamanın onurunu taşıyorum.
23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenir. Meclisin Kurtuluş Savaşı'nı yönetmede ki başarısı Türk Devleti'nin kuruluşuna hız katar, 1 Kasım 1922 de saltanat kaldırılır, Osmanlı İmparatorluğu ile bağlar koparılır.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyet Türk Devletinin idare şekli olarak belirlenir.Ulu Önder Atatürk 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçilir.
Kesin, tok, inandırıcı gür sesiyle ‘’Arkadaşlar yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz’’ der. Gazi Mustafa Kemal, yurdun düşman saldırılarına uğradığı karanlık günlerde ‘’Ya ölüm, ya istiklal!’’ ilkesiyle; tarihin en şanlı zaferleriyle Kurtuluş Savaşını sonuçlandıran Yeni Türk Devleti’ne temel kuruluş yolunu işaret eder.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyetin ilanından sonra, Gazi Mustafa Kemal, yapılan gizli oylama da 158 milletvekilinin tamamını oyunu alarak; oybirliği ile Türkiye Cumhuriyet'inin birinci Cumhurbaşkanı seçilir.
Atatürk milletvekillerine ''......Daima, muhterem arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir surette yapışarak, onların şahıslarından kendimi bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Milletin sevgisini daima dayanak noktası sayarak hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır! '' Diyerek, kürsüden teşekkür eder.
Hemen ardından Türk Milletinin medeni şekilde ilerlemesini sağlayacak yeni gelişmeler, başka bir deyişle Devrimler 'le kökten ilerici bir düşüncenin tohumları atılmaya başlanır. Siyasi, hukuki, eğitim ve kültür ve toplumsal hayatın düzenlenmesi adına yapılan devrimler birbirini izler.
''Hürriyet ve Bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın ve kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım. Çocukluğumdan bu güne kadar ailevi, hususi ve resmi hayatımın her safhasını yakından tanıyanlarca bu aşkım bilinir. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır. Ben şahsen bu saydığım özelliklere çok ehemmiyet veririm ve bu özelliklerin kendimde varlığını iddia edebilmek için milletimin de aynı özellikleri taşımasını şart ve esas bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı olarak kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri gerektirdiği takdirde insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle uygarlık gereği olan dostluk ve siyaset ilişkilerini büyük bir hassasiyet ile takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım. (1921) '' Diyerek Türk Ulusu'nun bağımsızlığını tüm dünyaya ilan eden Mustafa Kemal Atatürk Türkiye'sinin ferdi olmak gurur vericidir.
Bilinmelidir ki Atatürk İlkeleri Türkiye'nin gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Evlatlarının kanlarını, canlarını vatanlarına bağışlamış anaların, şehitlerimizin, gazilerimizin tarihe damga vuran, tarihi gelişimin ürünüdür. Hür düşünceyi temsil eden, hürriyet ve demokrasi anlayışıdır. Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip olmak; modern toplum hayatı yaşamak demektir.
Mustafa Kemal Atatürk der ki:
''Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.(1924)
Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933)
Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir.
Cumhuriyet fazilettir. (1925)
Dünyanın Önder kabul ederek, saygıyla andığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, gururla yürüyoruz.
Yaşasın Cumhuriyet... Bayramımız kutlu olsun.
|