8 Mart... O gün başlayan bir yangının, bugün ateşinin hala hızla devam ettiği gündür.
Hayatın tam da içinden, bildik bir hikayedir.
8 Mart 1857 de ABD'de New York'da dokuma işçileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için çalıştıkları tekstil fabrikasında grev yaparlar. Polis barikat kurar, işçilere saldırır. Fabrikada bu sırada çıkan yangında çoğu kadın 129 kişi, kilitli kapılar ardında kalarak hayatını kaybeder.
Clara Zetkin (Alman Sosyalist Partisinden) 53 sene sonra 27 ağustos 1910 yılında, Danimarka'nın Kopenhag kentinde yapılan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda bir öneride bulunur. Dünya Emekçi Kadınlar Günü önerisi oybirliğiyle kabul edilir.
Internatıonal Women’s Day'in bir sonra ki kongrede, kutlanma tarihi 8 Mart olarak kesinleşir. Türkiye Cumhuriyeti 1921 yılında bu günü kutlamaya başlar ve 1984’den beridir de her yıl kutlanır.
Üzerinden 159 sene geçen yangın hala devam etmektedir.
Meleklerin yardımıyla kadın, hala kor ateşten bir yolda yürümektedir.
Dünyada ki işlerin %66 sını kadın yapar ama dünyada ki toplam gelirin %10 una; dünyada ki mal varlığının ise sadece %1 ine sahiptir.
Erkekler ise işlerin %34 ünü yapar gel gör ki toplam gelirin %90’nına sahiptirler. Toplam mal varlığının da % 99’ una... Sizlere Birleşmiş Milletlerin bir araştırmasını sundum.
Kadın, şevkatle büyütür, tüm gücünü tüketir, koşulsuz sevgisini sunar. Evde, işte çalışır. Zaman, mekan gözetmez. Her durumda fedakarlık kadından beklenir. Sonra ne olur?
Elinden su iç, koynuna al, üzerinde maddi manevi baskı kur, özgürlüğünü kısıtla.
Fuhuşa sürükle, ensest ilişkiye zorla, parasını elinden al, onuruyla oyna, şiddet uygula, döv.
Yetmedi öldür. Töre de! Namusum de! Sebep çok, kılıfına uydurulur.
Kadın; evlat, anne, sevgili, eş, yoldaş, arkadaş ama tüm kazandığı haklara rağmen kadın korumasız… Devlet kadını koruyamıyor. Acı ama gerçek…
8 Mart kadınlar Günü, her gün bir kadın öldürülmediğinde, her gün yüzlerce kadın şiddete uğramadığında; ancak o zaman kutlu olacak.
Kadınlar üzerlerinden politika yapılmadığında, kıyafetlerine karışılmadığında, üzerinden, mahalle baskısı kalktığında kutlu olacak.
Kadın kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına kendi karar verdiğinde kutlu olacak.
Savaş ve soykırımlarda tacize, tecavüze uğramadığında; doğurduğu çocukların binlercesi her gün açlıktan ölmediğinde, kutlu olacak.
Kadınlar iyi eğitim şartlarına kavuştuğunda; savaş makinalarına harcanan paralar, çocuklarının eğitimine aktarıldığında kutlu olacak.
Kadınlara iş hayatında yer açıldığında, rahat çalışma olanakları sağlandığında kutlu olacak.
Kadınların eksik etek kabul edilmediği, iş hayatında ki başarılarının göz ardı edilmediği zamanlara gelindiğinde kutlu olacak.
Her siyasi partinin %50 si kadından oluştuğunda kutlu olacak.
Dünya işlerinin %66 sını yaparken; mal varlığı %1’ in çok çok üstünde olduğunda kutlu olacak.
Kadınlar, küçücük yaşlarda, kaçırılarak ya da zorla kendilerinden büyük erkeklere, aileleri tarafından peşkeş çekilmediğinde, çocuk gelin olmadığında kutlu olacak.
Kısacası, kadın özgür haklarını kullanarak, erkeğinin yanında yürüyebildiğinde kutlu olacak.
Anıtlara, ağıtlara ölümüyle değil, canlı kanlı başarılarıyla konu olduğunda, kutlu olacak.
Kadınlar Günü, bugün değil; belki yarınlarda, kadınlar ağlamadığı, gülümseyebildiği, yarınlarda; barışta ve savaşta en çok zarar gören olmadığında kutlu olacak!
Her gün zaten biz kadınların günü ama bu özel günü tüm gücümüz ve yeteneklerimizle kutlarken biraz da düşündürelim, istedim.
|