Ramazan gelince Direklerarası’ı anmadan olmuyor.
Direklerarası, İstanbul'un XIX. yüzyıldaki en önemli kültür ve sanat merkezlerinden biriymiş. Eskiden Vezneciler- Şehzadebaşı yolunun Onaltımart Şehitleri ve Dedeefendi caddeleriyle birleştiği noktalar arasında kalan bölümüne; her iki yanda yer alan kagir dükkanların önündeki alçak mermer sütunlar üzerine oturtulmuş revaklardan dolayı ‘’Direklerarası’’ deniliyormuş. Yaya kaldırımı bu sütunlar arasından geçtiği için benimsenen isim, daha sonraları caddeyle birlikte çevrenin adı haline gelmiş. Aslında bu dükkanIarı Damad İbrahim Paşa, Şehzadebaşı Camii'nin üst yanındaki külliyesine gelir sağlamak amacıyla yaptırmış.
Ana caddenin iki tarafında yer alan önü revaklı toplam seksen iki adet dükkanın bugün sadece külliye tarafında aslı bozulmuş birkaç tanesi mevcut bulunuyor.
Direklerarası XIX. yüzyıla kadar daha çok yeniçerilerin gezinti ve eğlence yeriymiş. 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra, özellikle Ramazan ayında kalabalıklaşan İstanbul'un en faal pazarı, gezinti ve eğlence mahalli olmuş. Burası o yıllarda bugünkü istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi binasının bulunduğu yerden başlayarak Şehzadebaşı Camii'nin önünden Saraçhanebaşı'na, hatta Fatih Parkı'na kadar uzanıyormuş. Bu bölge Beyazıt, Süleymaniye, Şehzadebaşı, hatta Fatih gibi selatin camilerinin çevrelediği, daha doğrusu bu ibadethaneleri birbirine bağlayan ana yolun ortasından geçtiği bir yer olduğu için bilhassa Ramazan aylarında gelişen şehrin gece hayatının sürdüğü önemli ve hatta tek semt olma özelliğine sahip olmuş.
Direklerarası, sadece bir eğlence ve gezinti mahalli olarak değil aynı zamanda kültür, edebiyat ve sanat muhiti olarak da önemli bir yere sahip. Batılılaşmanın geleneksel Türk toplum hayatına yaptığı olumsuz etkilerin sergilendiği bir bölge olduğu gibi, ilk tiyatro sahnelerinin de kurulup geliştiği yerlerden biri . Hatta en önemlisi.
Yerli tiyatro topluluklarının ortaya çıktığı 1880 'li yıllarda Direklerarası büyük kahvehanelerde orta oyunu, meddah ve Karagöz gibi eski temaşa sanatları icra edilmiş. Basit de olsa birçok tiyatro yine burada sahnelerini halka açmaya başlamış. Türk tiyatro tarihinde önemli yerleri olan Temaşahane -i Osman, Osmanlı Dram Kumpanyası, Hayalhane-i Osman, Eğlence-i Osman adlı topluluklar, Direklerarası'nda kurulup gelişmiş. Şehremaneti tarafından desteklenen ve bugünkü Şehir Tiyatroları'nın çekirdeğini teşkil eden Darülbedayi de 1914'te yine buradaki Letafet Apartmanı'nda faaliyete geçmiş.
Direklerarası'ndaki bazı ünlü kahvehane ve çayhanelerse devrin tanınmış şair ve edebiyatçılarıyla fikir ve sanat adamlarının bir araya gelip sohbet ettikleri önemli birer kültür ve edebiyat merkezi durumundaymış.
Şehzadebaşı Sebili ile Dedeefendi caddesinin karşısında ve Fevziye caddesinin köşesinde bulunan Fevziye kıraathanesi, 1880'1i yıllarda kurulmuş ve canlılığını ll. Meşrutiyet sonrasına kadar sürdürmüş. Uzun süre varlığını koruyan, devrin aydın tabakasının devam ettiği bu kıraathane, özellikle Ramazan aylarında tam bir müsiki kahvesi ve konser salonu haline gelirmiş. Burada Keman Tatyas Efendi ile Kemençeci VasHaki'nin yönettikleri fasıllara Tanbüri ve Üdi Cemil beylerle Rauf Yekta ve Lemi Atlı' nın da amatör sanatçı olarak katıldıkları bilinmektedir.
Huzurla, orucumuzu tutmak dileğimle, hayırlı Ramazanlar.
|