23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı tüm yurtta coşkuyla kutladık. Hakkını verdik. Ama şimdi çok daha önemli konularımız var.
Bizim çalışan çocuklarımız var. Eğitimine çeşitli sebepler yüzünden devam edemediği için çalışmak zorunda olan çocuklarımız var. Türkiye’de 709 bin çocuk kayıtlı olarak çalışıyor gözükse de 558 bin kadar çocuğumuzun da kayıt dışı çalıştırıldığı biliniyor.
Bu çocuklarımızın %71 i tarım, %17 si hizmet, %12 si sanayi alanlarında işbaşı yapıyorlar.
Durum ilgililerinde dikkatinden kaçmıyor. 2018 ‘’Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı’’ ilan ediliyor. Çünkü yurdumuzda çocuk işçiliği ile mücadeleye dikkat çekilmek isteniyor. Bu konuda duyarlılığın, farkındalığın artırılması gerekiyor.
Yukarıdaki veriler Uluslar arası Çalışma Örgütünün verileridir ve bu sayılar her gün biraz daha artmaktadır. Bu öylesine bir sorundur ki aile içi yoksulluğun uzantısı olarak önümüze gelmekte; barınma, beslenme, ısınma, ilaç alamama gibi temel sorunların sonucu ortaya çıkmaktadır.
BETAM’ın yayınladığı veriler can yakıcıdır. Yoksun çocuk sayısı 7.5 milyon olarak belirtilen araştırmadaki rakamların çok üstünde yoksun çocuk olduğu kesindir. Sosyal Yardım derneklerimizde çalışırken bizler durumun vehametini en açık şekliyle görmekteyiz.
TÜİK verileri çocukların %38 inin maddi yoksunluk içinde olduğunu gösteriyor. Beslenemiyorlar, sağlık sorunları giderilemiyor ve üstüne üstlük çalıştırılıyor, yetmiyor şiddet görüyorlar. Ne yazık ki Avrupa ülkeleri içinde çocukları bu koşullar içinde debelenen tek ülke Türkiye.
Çocuklukta başlayan bu kader yetişkinliğe geçen bireyleri yaşam boyunca takip ediyor. Sağlıksız, eğitimsiz, özgüvensiz, vasıfsız, hırçın, mutsuz insanlar ordusu oluşuyor. Ordusu, evet çünkü yoksul çocuk daha ana rahmindeyken eksik kalan beyin gelişimiyle hayata bir sıfır yenik başlıyor. Bebekler gelir düzeyi çok düşük olan aile şartlarında ilk otuz altı ay yetersiz beslenmeyle büyüyor. Fiziksel ve zihinsel olarak, akranlarından ömür boyu geri kalıyor. Yoksulluğunu gen haritasıyla da ardından gelen nesillere devrediyor.
152 milyon işçi çocuk Dünya’nın da en büyük sorunu, sadece Türkiye’nin değil. Durdurmaya çalışılan, çareler üretilen bir kısım yoluna konan bu sorun yıllardır ülkelerin gündeminde baş sırada yer alıyor.
Ne yapmak gerekiyor? Öncelikle kadının doğru eğitilmesi gerekiyor. Çocuk, kadın bedenininden doğuyor. Anne adaylarının mutlaka gıda, sağlık, çocuk eğitimiyle ilgili konularda kolaylıkla ulaşabileceği merkezler olmalı. Çocuk gelişiminin ilk 3 yılının önemi topluma anlatılmalı. Anneler çocuklarına sunulan okul öncesi eğitimle rahatlatılmalı, yardım almalı.
Bu davanın özü, EĞİTİMSİZ ANNE KALMAMALI cümlesinde toplanıyor. Sağlıklı kız ve erkek çocuklar, ülke kalkınmasının can damarlarıdır.
Ülkesinin çocuklarına bayram hediye eden, ileri görüşüyle ‘’Dünya Lideri’’ sıfatını üstünde taşıyan Mustafa Kemal Atatürk ‘’Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda
yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır’’ sözleriyle çocukların ne denli önemli varlıklar olduğunun altını yıllar önce kırmızı kalemle çizmiştir.
Çocuklarımız geleceğimizdir. Onlara sahip çıkalım.
|