30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Dumlupınar’da Mustafa Kemal kumandasında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'u andığımız ulusal bayramımız, kutlu olsun.
30 Ağustos Zafer Bayramı, ulusumuzun haklı bağımsızlık davasını tüm dünyaya kabul ettirdiği gündür. Türkiye'nin geleceği için binlerce şehidin, milli birlik ve beraberlik ruhu içinde canları pahasına; özgürlük ve bağımsızlık meşalesinin sonsuza dek sönmemek üzere yakıldığı büyük bir zaferin kutlamasıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramı, 26 Ağustos 1071’de Alp Arslan’ın Malazgirt Zaferi, 24 Ağustos 1516’da Yavuz Sultan Selim kazandığı Memluk Savaşı; 29 Ağustos 1526’da Kanuni Sultan Süleyman’ın Mohaç Muhaberesi kadar önemlidir. Çok daha önemlidir çünkü 30 Ağustos 1922’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’da Büyük Taarruzdan zaferle çıkar ve I. Dünya Savaşı, Başkomutanlık Meydan Muharebe’siyle sona erer.
30 Ağustos’ta hayatında yenilgi nedir bilmeyen Başkomutan Türk Ordusu’na ‘’ Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’’ emrini verir. 30 Ağustos 1922 sabahı Saat 5.30’da Türk Orduları, Mustafa Kemal Paşa yönetiminde doğup büyüdükleri toprağa ölüm ve dehşet saçmaya gelen düşmana karşı saldırıya geçerler. ‘’Büyük Taarruz’’ göz kamaştırıcı bir zafere dönüşür.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi de denilen savaşın devamında, 1 Eylül’de Uşak, 9 Eylül 1922'de İzmir Yunan işgalinden kurtulur. İşgal birliklerinin ülke sınırlarını terk etmesi daha sonra gerçekleşirse de 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.
Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu'dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekâttır. TBMM’nin 20 Temmuz 1922'deki oturumunda dördüncü kez Başkomutanlık yetkisi verilen Mustafa Kemal Paşa, taarruz kararını Haziran ayında alır. Ağustos ayında Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile Akşehir’deki karargahta görüşmeler yaparak hazırlıkları son derece gizli yürütür. Türk Ordusu tüm gücüyle düşmanın güney kanadından harekete geçecek; Akarçay ve Dumlupınar kesiminden saldıracak; ezici, hızlı nitelikte bir meydan savaşı olacaktır.
Herkes Başkomutanı Ankara’da Çankaya Köşkü’nde bilirken, Mustafa Kemal Paşa, Fevzi ve İsmet Paşalarla, Kocatepe’ye tırmanmaktadır. Güneş, Afyonkarahisar Dağları’ndan çekilirken o kesimdeki tüm Yunan mevzileri Türklerin eline geçer. İleri hareketi Akdeniz’e doğru akar.
30 Ağustos, ilk kez 1924'te Afyon’da Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in katıldığı bir törenle ‘’Başkumandan Zaferi ‘’adıyla kutlanır. Kutlama için iki yıl beklenir. Nedeni, 1923 yılı yeni Türkiye’sinin ulusal ve uluslararası alanda yoğun olmasıdır. Çal Köyü'nde gerçekleşen ilk törende Mustafa Kemal, milli ruhun canlı tutulmasının önemini vurgular ve ‘’Meçhul Asker Abidesi'’’ temelini eşi Latife Hanım ile beraber atarlar.
‘’Başkumandan Zaferi ‘’1926 yılından itibaren ‘’Zafer Bayramı’’ olarak kutlanmaktadır.
1 Nisan 1926’da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu'nda ‘’30 Ağustos Başkumandan Muharebesi gününün Cumhuriyet ordu ve donanmasının Zafer Bayramı olduğu; her yıldönümünde bu bayram gününün kara, deniz ve hava kuvvetleri tarafından kutlanacağı ‘’ belirtilir. Aynı yıl, dönemin Savunma Bakanı Recep Peker’in yayınladığı bir genelgeyle törenlerin içeriği detaylı bir şekilde belirlenir. Ancak 1930’ların ortalarına kadar ilk tören gibi üst düzeyde gerçekleşen Büyük Zafer kutlaması veya anma töreni yapılamaz. Hava Kuvvetlerinin ülke savunmasında önemli bir yeri olması nedeniyle Tayyare Cemiyeti de 30 Ağustos tarihini "Tayyare Bayramı" olarak adlandırır.
Zafer Bayramı özellikle 1960’lardan itibaren geniş kapsamlı ve katılımlı bir şekilde kutlanmaya başlanır. 30 Ağustos, Türkiye'de askeri okulların mezuniyet törenlerini yaptıkları gün olur. Subay ve astsubay rütbe değişiklikleri de bu tarihte geçerli olmaktadır. Zafer Bayramı uzun yıllar Genelkurmay Başkanı'nın tebrikleri kabul ettiği bir bayram olarak kutlanır.
Bu durum Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başkomutan sıfatıyla kutlamalara ev sahipliği yaptığı 2011 yılından itibaren değişime uğrar.Değişen nedir? Birkaç senedir 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları layıkıyla yapılmamaktadır? Vatanına sahip çıkmak adına dökülen kanlarıyla, canlarıyla şehit olan babalarımızın, ağabeylerimizin, kocalarımızın, erlerimizin haklı onur ve gururlarına itibar edilmemektedir?
Türkiye Tarihi, Oğuz Türklerinin Anadolu’yu ele geçirmesiyle başlar. Anadolu Selçuklu Sultanlığı, Anadolu Türk Beylikleri; Türkler, akınlarla, savaşlarla Afrika ve Avrupa’ya yayılarak, dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nu kurarlar. Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti ile devam eder. Bu devletleri kuranlar aynı soydan gelen Oğuz Türkleridir. Türkiye tarihi, siyaset, kültür,ve uygarlık yönünden Dünya Tarihi’nin önemli bir çağına imza atar. Bunu unutmayalım daima hatırlayalım.
‘’Biz hepimiz biriz,tek bayrak, tek vatan!’’ diye meydanlarda haykıran siyasilerimizin şapkayı önlerine koyup bir kez daha tarihimize, ince eleyip sık dokuyarak göz atmalarını rica ederim. Bizi bu günlere taşıyan Türkiye Tarihi’nin tüm zaferleri aynı oranda kutlamaya değerdir. O zaferlerin her biri dominonun taşları gibidir. Birbirini takip ederler.
Türk Ulusu, yüzyıllardır kaybettiği ekonomik bağımsızlık, siyasal egemenlik haklarını, 30 Ağustos 1922’de kazanılan zaferin gücü ve göz kamaştıran ışığıyla eline almıştır.
30 Ağustos Zaferi’yle Türk gücünü bir kez daha dünyaya gösteren, başta büyük dehasıyla ülkemizin geleceğine ışık tutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere yaşamını bu uğurda kaybeden tüm kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimizi gönül dolusu sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
|