Müzayede satışlarında bir ilk gerçekleşti.
Christie Müzayede Evi uzmanı Richard Lloyd ‘’Edmond Belamy’nin Portresi’’ isimli esere tahmini olarak 7-10 bin dolar değer koyduklarını; eserin 432 bin dolara satıldığını açıkladı.
Teknoloji sanata el attı. Sanat Yapay Zeka’nın aklına girdi bir kere. Yeni kodlamalarla sanatta bir devrimin ayak seslerini duymaya başladık. ‘’Obvious’’isimli sanat kolektifi geliştirdiği Yapay Zeka Programı ile eserler üretmeye başladı. Rönesans ressamları eserlerini okudukları, dinledikleri, gördüklerini, rüyalarını hayalleriyle birleştirerek yaratıyorlardı. Yapay zeka sanat- teknoloji ortaklığıysa sanatçının vizyonu ile öğrendiklerinin, iç içe geçirilmesiyle eser üretimi üzerine kodlanmış.
Merkezi Paris’te bulunan Obvious’dan yetkili bir ağız, Pierre Fautrel Yapay Zeka’nın ortaya çıkardığı işlerin fotoğraf olarak adlandırılması gereğini belirtiyor. Fotoğrafın teknolojiyle birleşerek sonunda sanat olarak kabulü ancak gerçekleştiyse (ki hala tartışmalar devam ediyor); yapay Zeka konusunda da çelişkili fikirler üretilecek. Sanatın aralık kapısından süzülmeye çalışan Sophia’nın eserleri de kendilerine sanatın muhteşem salonunda bir yer bulacaklar derken buldular bile.
Ben bu eserlere Sophia’nın Eserleri diyorum. Hatırlayın. Yapay Zeka Robotu Sophia’nın telin diğer ucundan aptalca sorulara cevap vermeye çalışmak için nasıl çabaladığını hatırlayın. Kendisiyle yapılan bir röportajda ne diyordu; ‘’İnsanların yapay zekalarla çok yakın olacaklarını düşünüyorum. Kendi zihinlerindeki bilgileri genişletmek için kullanılabilirler. Zaten çoğu bilgimizi internet aracılığı ile depoluyoruz. Belki de inanların sahip olduğu kişisel yapay zekalar, bu sayede bilgileri daha özel bir alanda saklamalarına yardımcı olabilir.’’ Hisleri ve tercihleri olması için planlandığını söyleyen Sophia’nın bir akrabasının dair düşünüp sanata el atmasından doğal ne olabilir?
İşte Amerikalı Ian Goodfellow 2014’te bir fanteziyi gerçek kıldı. Kendi kendine fotoğraf üreten yapay zekayı hayata geçirdi. Yaratıcılığa dayalı bir öğrenmeyi amaçlayan sistem sanat üretimlerinde yeni bir devinim gerçekleştiriyor. Burada bilgisayar, doğa, bilim, teknoloji, etik, ritüel, gelenek ve din arasındaki çarpışmaları araştıran ve bir araç olarak hesaplamayla çalışan sanatçı konumunda. Kritik ve kavramsal yaklaşımları incelemelerle biçim, hareket- sesle birleştirerek, doğal –antropojenik (Doğada insanoğlunun neden olduğu) süreçlerin verilerini dramatize ediyor.
Christie Müzayede Evi konuyla yakından ilgilenince yapımcıların hiç aklına gelmeyen durum oluşuyor. Özelliği yapay bir zeka tarafından yaratılmış olan ilk eser müzayede sahnesinde yerini alıyor. Çekiç masaya vurulduğunda AI sanatı dünya sanat sahnesine çıkmıştır artık.
Fransız sanat topluluğunun Obvious adlı eseri, tarihi eserlerin bir araya getirilmesi için taranan bir makine öğrenme algoritması kullanılarak yapılıyor. Bir insan tarafından değil, bir algoritma tarafından yaratılıyor. AI sanat topluluğunun üyesi Robbie Barrat, 19 yaşında lise mezunu. Algoritmalarını çevrimiçi olarak açık kaynaklı bir lisansla paylaşan AI'yı “açıklamak ve demokratikleştirmek” çalışmaları, üç Fransız öğrenciden biri olan 25 yaşındaki Obvious tarafından oluşturuluyor . Geçtiğimiz yıl boyunca kurgusal Belamy ailesinin üyelerini resmettikleri bir dizi portreye imza atıyorlar. Ancak bu baskıları oluşturmak için kullanılan kodun çoğunlukla başka bir sanatçı ve programcının çalışması olduğu söyleniyor. Müzayede sonrası Robbie Barrat Twitter'da , sanat kolektifinin kullandığı algoritmayı yaratan adam olarak “Gerçekten sadece ağımı kullandıkları ve sonuçları sattıklarını düşünmekle çılgınlık mı ediyorum?’’ sorusunu geçiveriyor.
Sorular ve cevaplar… Sophia’nın sanatını konuşmaya daha yeni başladık. Christie's'te satılık bir AI portresi, Dünya toplumunu, teknoloji ve sanat anlamında 25 yaşındaki makine sevdalılarının yaratılarıyla yükselten çok önemli bir kilometre taşıdır.
|