Ekrem İmamoğlu büyük bir farkla seçimleri kazandı. Yaşanan sadece İstanbul Belediye Başkan seçimi değildi. Son günlerde gündeme gelen olaylarla seçim Demokrasi seçimine dönüştü.
Bir çocuk İmamoğlu’nun otobüsünün önüne çıktı ve ‘’Her şey çok güzel olacak’’ diye seslendi. İşte o an itibariyle ilk domino taşı yanındakinin üstüne yıkıldı.
23 Haziran seçimlerinin –akla yatmayan sebeplerle-tekrarı toplumdaki farkındalık ateşini harladı. Ne yazık ki Akepe’li Cumhurbaşkanı’nın etrafındakiler gereksiz bir şekilde bu ateşe odun atarak kuvvetlendirdiler. İçin için yanan farkındalık ateşi, haksızlığa tahammülsüzlük yeliyle harlandı. Büyüdü. Türkiye’ye yayıldı.
Akepe bu seçim politikasını yanlış temeller üzerine kurdu. Artık Akp’nin alternatifi var. Hatta iki alternatifi var. Parti eski kurmaylarının içinde bulunduğu HUZUR partisinin ayak sesleri duyuluyor. Akp’in seçimin son günlerinde terörist başıyla görüşmeler başlatması, kendisinden gelen mektubun okunması sonrada Cumhurbaşkanı tarafından televizyonlarda dile getirilmesi, Türk Milleti’nin kanına dokundu. Çocuk katilinin kırmızı bültenle aranan kardeşinin Trt Kürt Tv’ye çıkarılması, süplüminal mesajlar verilmesi, aylarla söylemlerinde Millet İttifakı’nı ‘’Zillet’’ diye Pekeke ile yandaş gösteren, aşağılayan Akp’nin seçimi kaybetmesine sebep oldu.
Sayın Cumhurbaşkanı’na Trt’de hitap, söylem ve dil üzerine bir soru yöneltildi. Bu sorunun neden kendisine sorulduğunu anlamadığını söyledi. Bunu anlamalı. Dinlemeli, düşünmeli, şapkayı önüne koymalı, araştırmalı, sormalı, ve anlamalı. Neden mi?
Şöyle, Binali Yıldırımın rakibi tatlı dil, güler yüz, şevkatle kucaklayan, ayrıştırmayan, ötelemeyen, eyt-oyt bağırmayan, büyüğüne saygıyla, küçüğüne sevgiyle yaklaşarak, demokrasiye inancıyla, hak ve hukuk yolunda kucaklayan duruşuyla uzlaşıcı bir dil kullandı. Kendini iteleyip, öteleyenlere diyalog yolunu kapamadı. Kendi gibi adı da özel olan Ekrem İmamoğlu işte bu yüzden kazandı.
Ekrem İmamoğlu iki kere kazandı. Binali Yıldırım adayken, onun yerine Partili Cumhurbaşkanının sahalara çıkması, İçişleri ve diğer bazı şahsiyetlerin devlet işleri yerine İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerine odaklanıp, inandırıcı olmayan hareketler yapıp, sözler söylemesi, taraflı yayınların-ki Trt Tv kanalları halkın kanallarıdır- hayali haberleri, millet tarafından ibretle izlendi. Aklı olan aklını kullandı. Kullanmayan ne olduğunu bile anlamadan bakakaldı.
Binali Yıldırım, Akp’nin yanlış seçim politikası yüzünden 2 kere kaybetti. Sahaya zorla itildiğini herkes anladı. İtildi de bir de itilenler tarafından sahalarda yok sayıldı. Binali Yıldırım gibi üst seviyelerde –beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz – Türk siyasetine hizmet etmiş bir şahsiyeti başarısızlık olgusunun içine itmeye kim, kendinde nasıl bir hak gördü?
Bugün ‘’Bükemediğin bileğin elini öpme ‘’günüdür. Üç büyük şehir, Ankara, İstanbul, İzmir CHP-İYİ Parti ortaklığıyla kurulan Millet İttifakı tarafından kazanılmıştır. Kazanılmış hakkın önüne setler koyarak işlerini yavaşlatmak arzusu milletin iradesine çarpar. Milletin iradesine karşı siyaset yapılmaz.
Milli irade tecelli etmiştir hem de katmerli olarak. İstanbul açık ara tercihini yapmış, yaşadığı ili Ekrem İmamoğlu’na teslim etmiştir. Bu yeni bir başlangıçtır. Ülkeme hayırlı olmasını diliyorum.
Seçim sonrası Türkiye geneline yayılan arkadaşlarımdan art arda tebrik telefonları ve mesajları aldım. Şaşırdım çünkü İstanbul seçiminin bu kadar yaygın bir biçimde izlendiğini fark edememişim. Türkiye bayram etti. Demek ki bu seçim İstanbul Belediye başkanlığı seçiminden öte bir anlam taşıdı.
Dünya haber bültenleri, toplumun taşan sabrının gücünün sandıklara yansıdığını, Atatürk’ün Askerleri’nin kazandığını yazdılar.
Seçmen hukuksuz bulduğu müdahalenin cevabını sandıkta Demokrasi Tokatı ile verdi. Öğrenilmez çaresizliğin cam tavanı kırıldı. Hak ve adalet arayışı, vicdan muhakemesiyle birleşince; atılan bütün akıl almaz seviyesiz taklalar sonuçsuz kaldı.
Hak yersen, yalan-iftira-gerçeği çarpıtan demagojiyle hareket edersen; ötekileştirir, atarlanır, küçük-hakir görürsen ve en önemlisi sırça köşküne kapanır, halkının içine girmezsen Tek Adam gerçeği hikaye olur, kalır. Kırılma noktasıyla domino düzeneği harekete başlar.
Kulağımda Akp’li seçmen bacımın bir yetkiliye feryadı yankılanıyor. ‘’ Bize adam gibi derdimizi dinleyip, anlayacak, Cumhurbaşkanımıza iletecek doğru insanlar gönderin. Sıktınız işte! Ayağınıza sıktınız!’’
İstanbul kazandı. Türkiye kazandı. Milletin azim ve kararlılığı önünde durmak mümkün değildir.
|