Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet meşalesi alev aldı.
Cumhuriyetimizin 96. Yılını kutlarken, her zamankinden daha sağlam adımlarla, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin ışığı altında yolumuzda yürüyoruz.
Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet Meşalesi alev aldı. Mustafa Kemal’in askeri öğrenciyken "Vatan, millet, Türklük" kavramları dilinden düşürmediği gün…
Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet Meşalesi alev aldı. Mustafa Kemal’’in ‘’Ben her şeyden önce bir Türk Milliyetçisiyim. Böyle doğdum, böyle öleceğim.’’Diyerek varlığını ortaya koyduğu an…
Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet Meşalesi alev aldı. Mustafa Kemal’in askerlerinin süngülerinin parladığı muharebe alanlarından…
Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet Meşalesi alev aldı. Savaş Zaferi’yle Barış Zaferi’ne aynı anda imza atan Mustafa Kemal Atatürk’tün Samsun’a hareket ettiği günden beridir, yanmakta ve harlanmakta…
Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet Meşalesi alev aldı. 29 Ekim 1923’de bir ülkenin zor günlerin ardından, kanı pahasına koruduğu ülkesini onurlandırdığı birlik ve beraberlik ruhundan…
Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet Meşalesi alev aldı. ‘’Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden içerdeki cephenin suskunluğudur. Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır. Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda hiç bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum. Öyle istiyorum ki, Türk Dili bilim yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar; bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar. Bugün hepimize düşen ortak görev, ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet’ e sahip çıkmak; Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir. Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.’’ Dediği o özel zaman diliminden beri…
Atatürk’ün Nutuk’tan evvel kaleme aldığı bir çeşit söylev diye adlandırabileceğimiz yazıları vardır. 1914’de yazıp, 1918 yılında yayınladığı “Zabit ve Kumandan ile Hasbıhal” ilk kitapcığıdır. O yıllar 33 yaşında genç bir yarbay, Sofya’da askerlik ateşesidir. “Subay ve Komutan ile Konuşma” isimli kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan 1956’da bin adet; 1959’da ise yeni bir başlıkla ‘’Atatürk’ün Askerliğe Dair Eserleri’’ olarak yeniden basılır. Bu kısa yapıt, okul ve cephe arkadaşı Nuri Conker’in 1913 kışında Birinci Tümen subaylarına verdiği konferansları bir araya getiren “Zabit ve Kumandan” kitapçığı üzerine düşüncelerini anlatan uzun bir mektuptur. Atatürk, Conker’in düşüncelerinden hareketle aynı konuda kendi samimi düşüncelerini samimi duygularla paylaşır. Yapıt tamamen askerlikle ilgiliyse de konu ast-üst ikileminde genel yaşama uygulandığında derinleşir.
Genç asker Mustafa Kemal, Türk subaylarını yetiştiren Alman Mareşal Von der Goltz’un “İyi bir ordu meydana getirilmesini sağlayan etkenlerden en önemlisi, kuşku yoktur ki kendi başındaki başbuğun etkisidir” sözünü özümser. Manevi kuvvet ile yüksek ahlak ülküsünü gündeme getirerek “Bir kıta ve özellikle subaylar heyeti yalnız iyi örnek olacak kılavuzlarla yetiştirilir… İnsanların içten saygılarının, söz dinleme ve boyun eğmelerinin, kendilerinden maddeten değil, manen yüksek olanlara yönelmesi insan ruhunun gereklerindendir... İyi ordularla iyi komutanlar birbirinden ayrılmaz…” ilkesini benimser.
Mustafa Kemal “Askerlerimizin ruhunu kazanmak bizim için bir ödev olduğu gibi onlarda bir ruh bir amaç bir karakter yaratmakta Allah’tan ve Medine’de yatan Peygamberden sonra bize düşüyor.” derken 1914’de Milli Mücadele ve devrimleri hissediyor gibidir.
Toplumu yönetenler askerlik ve savaş sanatını önce öğrenen sonra öğreten; hayatın bir çarpışma olduğunu öncelikle sezmiş; başarının madden ve manen kuvvet ve kudrete dayandığını erken keşfeden bir avuç insandır. Bu önemli görevlere üstün kişilik özellikleriyle gelirler.
Atatürk’ün Nutuk’ta yer alan “Bütün ulusun vicdanında ve geleceğinde duyduğum evrim istidadını bir ulusal sır gibi vicdanımda taşıyarak yavaşca bütün toplumumuza uygulamak zorunda idim” sözleri üzerinde düşünmeye değer.
Bir çift mavi gözün ışığında Cumhuriyet meşalesi alev aldı.
Bir çift mavi gözün ışığında harlanan Cumhuriyet Meşalesi sonsuza kadar, Cumhuriyet bekçilerinin yolunu aydınlatmaya devam edecektir.
Unutmayalım. Bu bayram diğer bütün dini ve resmi bayramlarımızı rahatça kutlamamızın öncüsü olan bayramdır.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
|