14 Şubat Sevgililer Günü, bu yıl da son hız kutlanacak. 21.yy modeli aşkın bir dayatması, tüketim toplumu modeline yakışır türden bir Sevgililer Günü daha yaşayacağız. Hava buz gibi ama vitrinlerde, kırmızı kalpler heyecanla çarpıyor. İç ısıtan kırmızı, çekim gücü yaratıyor.
Sevgililer Günü’nde kadın başrolde. Neden? Bunu anlayamıyorum. Sevgi iki kişi yaşanır, aşk iki kişilik değil mi? O zaman neden bu özel günde ‘’sevgili’’ objesi sadece kadın olarak gösteriliyor? Bütün söylemler neden sadece tek cins üzerinden yürüyor? Kadının aşkının muhatabı erkek; sevgili, değil mi? Değilse nedir?
Neden sadece kadınlara ‘’Sevgililer gününden beklentiniz nedir? Sevgiliniz size ne hediye ederse mutlu olursunuz?’’ soruları soruluyor? Neden aynı sorular erkeklere sorulmuyor? Sevgilinizden nasıl bir sürpriz beklersiniz? Ya da ne tip bir hediye? Benzeri sorular O’nlara neden sorulmuyor?
Erkekler sevgili olmayı hak etmiyor mu?
Sevgililer Günü’nün kadın üzerinden yürütülen tüketim çılgınlığını hoş bulmuyorum. Sadece ve sadece kadını mutlu etme anlayışı üzerine kurulmuş olmasını garipsiyorum. Hayatımıza usulca dokunup, güzel anılar bırakacak bu günde; erkek-kadın her ikisinin de faydalanacağı hediye ve sürprizler olmalı diye düşünüyorum. Birlikte yenen bir yemek, birlikte çıkılan bir tatil, karşılıklı hazırlanan sürpriz dolu bir kaçamak, cep telefonlarının sus pus olduğu uzun romantik saatler; sarmaş dolaş yapılabilecek uzun yürüyüşler, el ele seyredilen bir film, gözbebeklerinin birbiriyle seviştiği, birbirinin içinde güldüğü doyumsuz saatler… Değerli olan birlikte zamanı paylaşmaktır.
Aşk, iki yandaşının da ruhlarının mutlulukla dans ettiği dakikalarla dolu zamanları sever.
Kadınların, erkeklerin, yüreklerinden gelen aşkın , dudaklarından sevgi yüklü sözcüklerle dökülmesini sever.
Fransa İstanbul başkonsolosluğu, 2015 yılında 14 Şubat Sevgililer Günü için bastırdığı ‘’Aşk Sözlüğü’’nün (Fransızca-Türkçe) versiyonunu 2016 yılında yeniden hazırlamış ve dağıtmıştı. Başkonsolos Muriel Domenach, Fransızca dilini, paylaşmak amacıyla hazırladıkları ilk sözlüğün gördüğü ilginin kendilerini cesaretlendirerek, yenilerini hazırladıklarını belirtmişti.
Aşk dili olarak da kabul gören Fransızca zor öğrenilen bir dildir. Geçmiş yıllara göz atacak olursak, Farsça ve Fransızca dilinin edebiyattaki popülerliğini hemen fark ederiz. İlk sefer aşk filmleri, aşk romanları ve aşk şarkılarını içeren ‘’Aşk Sözlüğü’’, ikinci kez sanat ağırlıklı hazırlanmıştı; Fransızca dilini yeni öğrenme hevesinde olanlara da yeni kelimelerle kolaylıklar getirmesi amacıyla..
Fransız kadınlarının kırılgan güzelliği, Fransızcanın kulağı okşayan telaffuzuyla birleşince Fransızca’nın aşk dili olarak düşünülmesine karşı çıkmak mümkün mü?
Fransız aşk şarkılarının çaldığı, mum ışığında bir mekan sevgililer gününün bir numaralı tercihi olabilir gibi görünüyor. İş kalıyor, bilmeyenlerin Fransızca aşk sözcüklerini ezberlemelerine... Hanımlar sözüm sizlere de; aşk iki kişiliktir.
Kadınlar ve erkekler, kusurlarıyla birbirini sevenler, ömür boyu sevgili olmayı becerebilenler; bilinki aşk en çok da sizleri sever. Konuştuğunuz dili hiç mi hiç önemsemez.
Benden söylemesi…
Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun.
|