‘’Merhaba İnsanoğlu, Ben Covid-19.
Biliyorum, mikrobun tekiyim. Çok kötüyüm. İnsanları öldürüyorum. Şimdilik çocuk ve hayvanlara dokunmuyorum.
Farkında mısınız? Size büyük bir iyilik yapıyorum. Sizleri hurafe ve masallardan kurtarıp, gerçeklerle tanışmanıza yardımcı oluyorum.
Ben mikroskopla bile zor görebileceğiniz kadar küçük bir zerreyim ama bütün Dünya’yı kaosa sürüklemek benim için hiç de zor olmadı.
Kısa sürede bütün din adamlarını susturdum. Bütün cami, sinagog ve kiliselerinizi kapattım. Kutsal mekanlarınıza kilit vurdum. Sokaklarınızı, caddelerinizi, o görkemli AVMlerinizi boşalttım. Yakında parlamentolarınız da kapatacağım.
Dünya’yı yönettiğinizi sandığınız, korkup çekindiğiniz, gözünüzde büyüttüğünüz o güçlü liderlerinizi, hepsini saraylarına hapsettim. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Hepsi benden korkuyorlar. Hepiniz tanrılardan ya da liderlerinizden değil ama benden korkuyorsunuz.
Bende korkuyorum. Bilim insanlarından korkuyorum. Biliyorum bir gün bu hikaye bitecek! Ve bilim adamları er-geç beni alt edecekler. Benden, Covid-19’dan kurtulacaksınız.
Benden sonra asla eski hayatınıza dönmeyin. Her şeyi bırakın, Bilim’e yönelin. Bilim’in ışığında ilerleyin.
Sizi bugün yolda bırakan liderlere, din adamlarına, tanrılara tapınmaktan vazgeçin. Onların kendilerine bile hayrı olmadığını gösterdim size.
Bu iyiliğimi de unutmayın!’’
İnternet üzerinde izlediğim ve beni çok etkileyen bir videonun anlattıklarını paylaştım.
Hayat direnmektir. Asıl olan yaşamaktır ve insanlık statüden çok çok üstündür. Global bir krizle yüz yüzeyiz. Alışılagelmiş felaketlerin çok dışında bir görünmeyen düşmanla mücadele ediyoruz. Toplumun şeffaf olarak, gerçeklerin ışığında bilgilendirilmesi gereken bir döneme tanıklık ediyoruz.
Her fert Covid-19 için lezzetli bir yemek… Irk, renk, dil ayırımı yapmadan bedenden bedene dolaşıyor. Mantıkla idare edilmesi gereken bir dönemden geçiyoruz.
Seneca ne de güzel söyler; Bizler aynı denizin dalgaları, aynı ağacın yaprakları, aynı bahçenin çiçekleriyiz’’ Diye. İnsan çok zor günleri tek başına atlatmış ve bunu ustalık haline getirmiş bir varlıktır.
İçinde bulunduğumuz günlerde gerçekte; cehalet, bilinçsizlik, aşırı ego, empati yoksunluğu, vicdan eksikliği, akıl yoksunluğu ve cahil cesaretinin Covid-19’dan daha da tehlikeli olduğunu açıkça izlemiyor muyuz?
Covid-19 Ateist çünkü bize bilimin değerini hatırlattı. Kutsal yerlerden medet ummanın imkansızlığını ortaya koydu. Covid-19 Komünist çünkü sınıf ayırmadı, sınır tanımadı. Covid-19 çevreci ve çocuk dostu çıktı. Bitki, hayvan ve çocuklara (Yazımı yazdıktan az sonra İran’da 6 yaşında bir çocuğun virüsten öldüğü haberi geldi) bulaşmadı. Hijyeni hatırlattı. Ananelerimizin gerçeğe dayandığını, vazgeçilmez olduğunu, gül suyunun kolonyanın yerini tutamadığını, alkolün mantıklı kullanımlarda ne kadar yararlı olduğunun altını çizdi. Covid-19 bizi evlerimize yönlendirerek, aile içi iletişimi, kitap okumanın, müzik dinlemenin güzelliğini hatırlattı. Kendimize dönmeyi, iç sesimizle baş başa kalmayı, bir başına kalmanın, hapis olmanın elimizde olan, hakkımız olanı kullanamamanın, empatisini kurma mecburiyetini yaşatıyor…
Durma, düşünme zamanı. Herkes kendinin OHAL’i olmalı. Kendini düşünmeyen, ailesini sevdiklerini düşünmeli. Hepimiz bu sınavı tek başımıza vereceğiz. Bizim tedbir ve önlem alıp, sakin, akılcı hareket ederek, direnme azmimizi korumamız gerek!
Kendimize değer verir, evde kalırsak, azim Covid-19 u defeder.
Ne demiş Nazım ‘’Yok öyle, umutları yitirip, karanlıklara savrulmak, Unutmayalım, aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak!’’
Unutmayalım…
|