II. Dünya Savaşı sonrası Birleşmiş Milletler kadınlara oy hakkı tanınmasını teşvik eder. ‘’Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi’’ 1979 yılında 189 ülke tarafından oy hakkının temel bir hak olduğu tanınır. İslam ülkeleri arasında kadına oy hakkı veren ilk ülke Azerbaycan’dır. 1918 yılından bu yana Azerbaycanlı kadınların oy kullanma hakkı vardır.
''Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir. Toplumdaki başarısızlığın sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır. ( 1923) Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak şart-ı hayatidir.'' görüşünde ki Mustafa Kemal Atatürk; Türkiye'yi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak amacıyla bir dizi devrim yapar.
Toplumsal yaşayışın düzenlenmesi kapsamında 10. sıradaki devrim ''Kadınların medeni ve siyasi haklara kavuşması'' başlığını taşır. Belediye seçimlerinde (3 Nisan 1930) ve Milletvekili seçimlerinde ( 5 Aralık 1934) seçme seçilme hakkı Medeni Kanun ile sağlanan haklar kapsamında Türk Kadınları’na tanınır.
Fransa'da 4 Ekim 1944'de yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilir. 29 Nisan 1945'te ilk defa belediye seçimlerine katılan kadınlar 21 Ekim 1945'te de ilk defa parlamento seçimlerinde oy kullanırlar.
Türkiye, Fransa ve İtalya'dan 11, İsviçre'den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülke olarak tarihe geçer.
Suudi Arabistan'da kadınlar 2015'te ilk kez oy kullanabildiler.
Sosyal yaşamdaki en küçük topluluk ailedir. Aile hayatının bütünlüğünü kadın sağlar. Doğurganlık özelliğiyle donatılan kadını erkekten ayıran bu yaratı, O'nu özel kılar. Müslümanlıktan önce Türk Devletlerinde kadın-erkek eşitliği üzerine kurulmuş topluluklar vardır. Halka ait hizmetlerde kadının rolü, erkek seviyesine yakındır. Aile içinde velilik hakkı anne-baba ikilisine aittir. Kadının parası-malı olur. Ticari faaliyetlerde bulunur. Kadının her mecliste kocasının yanında yeri vardır. Eski Türklerde Harem, peçe ve yaşmak yoktur. Hükümdarlar yabancı elçileri eşleriyle kabul ederler. Kadın devlet işlerinden haberdar olur.
Hindistan ve Orta Asya’da kadın hükümdarlar görürüz. İran'da Kutluk bölgesinin aynı isimli devlet hükümdarı Türkan Hatun olmuştur.
Osmanlı’da Sübyan Mektepleri'nde karma eğitim yapılırken; Tanzimat Dönemi’nde (1958) Kız Rüştiyeleri - Kız öğretmen okulları, devletin genel eğitim politikası olur. İkinci Meşrutiyet yıllarında sosyal ve ekonomik ortamda Milliyetçi etkilerle, kadın eğitiminde dönüşüm süreci başlar. I. Dünya savaşı sırasında erkekler savaşa katılınca, kadınlar devlet hizmetlerinde, işgüçleriyle etkin olur ve hızla sosyal yaşamda erkeğin yanında yerlerini alırlar.
Kadınlarımızın İstiklal Savaşında cephe gerisi desteği, evlatlarını kendi topraklarında yaşatmak için ölümüne verdiği mücadele asla göz ardı edilemez. Tarihimiz, Nene hatunlar, Şerife bacılar, Kara Fatmalar, Satı kadınlar, Ayşe Onbaşılarla doludur. Türk Kadını mücadele yıllarında, erkeklerinin yanında gönüllü yer alarak, günümüzdeki konumuna ulaşmanın yolunu açar.
Kadınlar, 1924’de Tevhid-i Tedrisat kanunuyla kadın ve erkek aynı şartlarla eğitim alma olanağına kavuşur. 1925’de Kıyafet Kanunu çıkar. 1926’da Türk Medeni Kanunu kadının yasal statüsünü ' ‘Birey olarak ve aile içindeki konumuna eşit haklar’’ tanır. 1930’da seçme seçilme hakkı kazanır. 5 Aralık 1934 Genel Seçimlerinde oy kullanır.
Kadınların ilk kez katıldığı 1935 yılı seçimleri tek partili dönemde, iki dereceli seçim sistemiyle Cumhuriyet Halk Fırkası’nın tek parti olduğu dönemde yapılır. 8 Şubat 1935 seçimlerinde seçilen ilk kadın milletvekilleri; Mebrure Gönenç , Afyonkarahisar; Sabiha Gökçül Erbay ,Balıkesir; Şekibe İnsel , Bursa; Huriye Öniz Baha, Diyarbakır; Dr. Fatma Memik , Edirne; Nakiye Elgün , Erzurum; Fakihe Öymen, İstanbul; Hatı Çırpan (Satı Kadın),Ankara; Ferruh Güpgüp , Kayseri; Bahire Bediş Morova , Konya; Mihri Pektaş , Malatya; Meliha Ulaş,Samsun; Fatma Esma Nayman, Seyhan; Sabiha Görkey , Sivas; Seniha Hızal, Trabzon; Benal Nevzat Arıman, İzmir,; Türkan Örs Baştuğ, Antalya; ve Çankırı’dan Hatice Özgener olurlar.
Mustafa Kemal Atatürk geleceği dünden görmüş, dünyanın en büyük Lideridir. Türk Kadını bu gün sahip olduğu hakları mücadelesine bire bir şahit olan Ata'sının takdirine borçludur. İlk kez 3 Nisan 1930’da Belediye seçimlerinde oy kullanırlar.
Türk kadınları, ülkemizde her dalda eğitim görmekte ve sosyal düzenin önemli noktalarında yer almaktalar. Yurtdışı açılımlarıyla Sanat, Edebiyat, Tıp, Politika fark etmeksizin, her alanda ‘’Hem çocuk yaparım hem kariyer’’ cümlesinin hakkını vermektedirler.
Bizler ATATÜRK TÜRKİYESİ’ nin KADINLARI; haklarımıza sahip çıkarak, kullanalım.
|