Kadın cinayetleri TERÖR EYLEMİ kapsamında değerlendirilmelidir. Bu eylemler karşısında kolluk ve yargı makamlarının farkındalığının ve duyarlılığının önemi büyüktür. Şiddetle, top yekun, insan olarak mücadele etmemiz gerekir.
Adalet Bakanlığı ‘’Aile içi ve kadına Şiddet’’ le mücadele için yeni uygulamalar belirledi. Aile içi ve kadına Şiddet ile daha etkin mücadele edilmesi için vakaların belirlenen Cumhuriyet Savcıları’nın takip etmesi uygun görüldü. Yayımlanan “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması” konulu genelge uyarınca kadına yönelik şiddetle mücadelede koruyucu ve önleyici tedbirlerin önemine işaret edildi. Yeni adli yılda tedbir kararlarının kolluk birimleri tarafından tebliği uygulamasıyla şiddet uygulayan kişilerin dikkati çekilerek, ihlali durumunda kişiye hapse girebileceği ihtar edilecek. Böylece tebligat yapılamaması veya tebliğin gecikmesi sorunları önlenecek. Tekrarlanan şiddet vakaları veya tedbir kararlarının ihlali durumunda gecikmeksizin zorlama hapsi uygulanacak.
Son yıllarda yapılan araştırmalar kadınların ekonomik özgürlükleriyle orantılı olarak, ikinci sınıf insan olma ayrımına karşı çıkıyorlar. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi, ADNKS’nin ‘’Hane halkı işgücü araştırması’’ 25yaş ve üstü üniversite mezunu kadınların oranını 2008’de %7.6; 2018’de %17.5 olarak belirliyor. Görülüyor ki, 2018 yılında hane içinde kadınların eğitim seviyeleri %14.3 oranında eşlerinden daha yüksek seviyeye ulaşmış.
Kadınlar ekonomik özgürlüğün, birey özgürlüğü olduğunun farkında; bağımlı olmak istemiyorlar. Eğitim alıyor, çalışıyor, ekmek paralarını çıkarıyorlar. İş hayatında daha fazla kadın istihdamı gerçekleşiyor.
Eğitim almış kadın baskı ve şiddete boyun eğmiyor. Uğradığı şiddeti, haksızlığı, baskıyı saklamıyor. Hesabını sorma yoluna gidiyor. Boşanıyor.
Kadınlar düzene baş kaldırıyor. Eski köyün adetleri sarsılıyor. Ataerkil Sistem etkisini yitiriyor. Kadına tapulu malı gibi davranan (evli veya değil) özgüvensiz erkek; kadının isteklerini diretmesini, eşit ve insanca yaklaşım istemesini, onuruna yediremiyor. Hakaret sayıyor. Karşılığında şiddet uygularsa, mobing yaparsa kadını susturacağını, caydıracağını sanıyor. Ve kadına şiddet öldürmeye kadar gidiyor. Hırs ve ego yaşamları cehenneme çeviriyor. Kadını yola getirmek isteyen erkek ortak çocuklarını da kullanıyor. İşkence ediyor.
İşte, İstanbul Sözleşmesi tam da burada kadınlar için çok büyük önem taşıyor. Öteki-beriki diye ayrıma tutulmuş kadınlar bu konuda birleşiyorlar ve sözleşmeye sahip çıkıyorlar.
Kadın cinayetleri Terör Eylemi statüsüne alınmalıdır.
Terör Suçları Kanunu’na bakalım, neler terör bu kapsamına giriyor?
Madde 1– (Değişik birinci fıkra: 15/7/2003-4928/20 md.) Terör; CEBİR ve ŞİDDET kullanarak; BASKI, KORKUTMA, YILDIRMA, SİNDİRME veya TEHDİT yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, HUKUKİ, SOSYAL, LAİK, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZMAK, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, TEMEL HAK ve HÜRRİYETLERİ YOK ETMEK, Devletin iç ve dış güvenliğini, Kamu düzenini veya GENEL SAĞLIĞI BOZMAK amacıyla bir örgüte mensup KİŞİ veya KİŞİLER tarafından girişilecek her türlü SUÇ teşkil eden eylemlerdir.
Şimdi; Devletin en küçük topluluğu AİLE’dir. O zaman;
‘’Aile oluşumu içinde cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasa’da belirtilen hukuki, sosyal, laik düzeni değiştirmek; devletin en küçük topluluğu AİLE BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZMAK, bireylerin kanunlarla korunan temel hak ve hürriyetleri yok etmek; AİLE sağlığını dolayısıyla genel sağlığı bozmak amacıyla ebeveynler tarafından birbirlerine ve çocuklara girişilecek eylemler SUÇ TEŞKİL EDEN EYLEMLERDİR.’’
Değil midir?
Bu farkındalıkla acil olarak kanunlarımızda düzenleme yapılmalı ve Kadın (Erkek-Çocuk)cinayetleri Terör Eylemi statüsüne alınmalıdır. Hatta bunun içine ‘’Kadınlara karşı kullanılan medeni olmayan, avam DİL ‘’ de alınmalıdır.
Kadınlar, anaç, şevkat ve sevgi dolu… Onlar öğreniyor ve savaşıyorlar. Erkeklerden daha güçlü oldukları kesin. Her gün ölümle yüz yüze olmak bile onları yollarından alıkoyamayacak. Çoğalarak geliyorlar. Biliyorlar, gelecek eğitimli, çalışan KADINLARLA yeşerecek…
Harika Ören
20 Eylül 2020
|